Sokak hayvanları, insan bakımı olmadan hayatta kalan köpek ve kediler olmak üzere, serbest dolaşan evcil hayvanlara verilen genel bir isim. Serbest olan bu evcil hayvanlar, halk sağlığı açısından ve bu hayvanların kendi sağlık ve refahı bakımından sorunlara yol açmasıyla gündeme geliyor. Günümüzden binlerce yıl önce yani ilk hayvan evcilleştirmeden önce aslında insanlar diğer hayvanlarla bu kadar iç içe yaşamıyordu. Ancak evcilleştirme ve tarımsal faaliyetlerin artmasıyla insanlar pek çok hayvanı kendi yaşam alanlarına aldı ve bakmaya başladı. Günümüzdeyse insanlarla birlikte var olan bu hayvanların bir kısmı insan yerleşimlerinde başıboş olarak yaşamaya çalışıyor. Kökeni sahipleri tarafından terk edilmiş bu hayvanlar olan sokak hayvanları sorununu ele aldık. İnsanlar ve hayvanlar arasındaki etkileşim, hayvanların evcilleştirilmesinden son birkaç bin yılda yaygınlaşmış bir durum. Koyunlardan lamalara, tavuklardan develere çok çeşitli hayvan, eti, sütü, görüntüsü için evcilleştirilmiştir. Köpekler bu evcilleştirme sürecinde insanlar tarafından kurt kökenlerinden evcilleştirilmiştir. Köpekler insan için farklı roller oynarlar, evcil hayvan, hırsızlara karşı koruma, narkotik tespitler, köylerde yabani hayvanlara karşı koruma ve sürüye rehberlik etme, arama kurtarma çalışmalarında yer tespiti ve hatta astronot köpek olarak uzay misyonlarına gönderilme gibi. Benzer şekilde kediler de evcil hayvan olarak çok sevilir ve ayrıca özellikle köylerde kemirgen ve sürüngenleri avlamak için kullanılırlar. Bu süreçte sokak hayvanı ya da başıboş hayvan durumu da ortaya çıkmıştır. Sahibinin önemsemediği, sokağa bıraktığı hayvanlar bunun başını çeker. Örneğin günümüzde, iş için kullanılan atlar dahi serbest bırakılıyor ve şehirlerde kendi başlarının çaresine bakmak durumunda kalabiliyor.
Sokak Hayvanları ve kontrolü
Sokaklarda çok fazla takip edilemeyen, sağlıksız koşullarda yaşayan sokak hayvanlarının bulunması insanları da etkiliyor. Kimi insanların kedi ya da köpek korkusu olabilirlirken, kimi insanlar içinse bu hayvanların hasta ve aç hali acı kaynağı olabiliyor. Bunun yanı sıra sokaklardaki hayvanların sahibi olmadığı için düzenli aşılamaları ve sağlık kontrolleri aksıyor. Bilimsel olarak sokak hayvanı popülasyonlarıyla etkin bir şekilde başa çıkmak için uzun vadeli ve sürdürülebilir bir yaklaşım oluşturmak esas alınması gerekiyor. Sokak hayvanları ile başa çıkmada insan sağlığı ile hayvanların refahını ve sağlığını korumak olmak üzere iki temel noktaya dikkat edilmekte. Sokak hayvanlarını kontrol etme çabalarından elde edilen deneyimler, etkili kontrol önlemlerinin birden fazla stratejinin benimsenmesini içerdiğini gösteriyor. Batı dünyasında en yaygın strateji “sahiplenme” yaklaşımı. Bu yaklaşım sadece sahiplendirme değil, kapsamlı, koordineli ve aşamalı bir sahip eğitimi, zorunlu kayıt ve tanımlama, çevre sağlığı yönetimi, evcil hayvanların üreme kontrolü ve düzenlenmiş üreme yoluyla hayvan popülasyonunun yönetimine odaklanır. Bu yaklaşımın başarılı bir şekilde uygulanması, devlet daireleri, belediyeler, veterinerlik kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının (STK'lar) birlikte koordinasyon içinde çalışmasına sıkı sıkıya bağlıdır.
Sokak Hayvanları nereden geliyor?
Sokak hayvanlarının kaynağı ise bu evcil hayvanları sokağa bırakan insanlar. Sokağa atılan hayvanların üremesi ve çoğalmasıyla bu durum karmaşıklaşıyor. Kurallara uymayan yönetimlerin, sağlıklı ortamda kısırlaştırma yapmadan ve sokak hayvanlarını rastgele toplayıp kırsal arazilere atarak çözmeye çalışması sorunu içinden çıkılmaz bir hale çeviriyor. Daha gelişmiş ülkelerde ise sokak kedileri ve köpeklerinin barınaklara götürülmesi daha yaygındır. Bu ülkelerde sahiplenilen hayvanların saahipleri için daha sıkı urallar uygulanır. Sokak hayvanlarının yoğunluğu, ülkenin kültürüne, habitatına ve sosyo-ekonomik koşullarına göre farklılık gösterebilmekte. Ayrıca yine sokak hayvanları bu duruma göre ülke içinde farklı bölgelerde farklı yoğunluklarda bulunabiliyorlar. Kaynak: https://www.wvj.science-line.com/attachments/article/66/WVJ%2011(3),%20319-326,%20September%2025,%202021.pdf