Hayvanlarda eşcinsel davranışları araştıran bir ekip, eşcinsel eğilimlerin genel kanının aksine zararlı olmadığını, nötr bir etkisi olabileceğini yazdı. Araştırmacılar, hayvanlarda eşcinsel ve farklı cinse yönelimin birlikte olabileceğini söylüyor. 

Bilim insanları, henüz eşcinsel davranışların türler arasında ne kadar yaygın olduğu konusunda kapsamlı bir bilgi sahibi değil. Çünkü bu davranışlar tarihsel olarak "önemsiz" kabul edildi ve ayrıca, tesadüfi olarak bu tür davranışların gözlemlendiği düşünüldü.

Hayvanlarda eşcinsel davranışlar, bin 500'den fazla türde gözlemlendi. Araştırmacılar, önemsenmediğini düşündükleri bu eşcinsel davranışların, mutlaka evrimsel bir bilmecenin cevabı olacağını savunuyor. Araştırma ekibi ayrıca, önceki çalışmaların, hayvanlardaki eşcinsel eğilimlerle ilgili kontrolsüz varsayımlar içerdiğini iddia ediyor. 

Eşcinsel davranışlar atalardan kalma olabilir

Foto; Nick Biemans

Nature Ecology & Evolution dergisinde yayımlanan çalışmayı, Yale Orman ve Çevre Çalışmaları Okulu'ndan araştırmacılar gerçekleştirdi. Ekip, eşcinsel eğilimin aslında hayvanlardaki orijinal, atalardan kalma durumun bir parçası olabileceğini ve hayvanların bu davranışı sürdürdüğünü, çünkü, sanılanın aksine zararlı olmayabileceğini (ya da çok az zararı olabileceğini) ve faydalarının da olabileceğini savunuyor. 

Yıllar boyunca, bilim insanları kazlardan kurbağalara kadar bin 500'den fazla hayvan türünde eşcinsel davranışlar kaydetti. Örneğin, bilim insanları, erkek mezarcı böceklerinin, dişilerle daha yüksek bir eşleşme şansı yakalamaları ile eşcinsel davranışlarında artışa girdiklerini bulmuşlardır. 

Eşcinsel davranışları inceleyen evrimsel biyologlar, “Darwinci paradoks” olarak bilinen şeyle boğuşuyor; eşcinsel davranış üremeye sebep olmadığı halde nasıl sürdürülüyor?

Şimdi çalışmayı yapan bilim insanları, yıllardır sorulan 'Neden eşcinsel davranış?' yerine, 'Neden olmasın?' şeklinde bir soru yöneltiyor. 

Eşcinsel davranışlar doğal seçilimde olumlu etki bile yapabilir

Eşcinsel davranış sergilediği düşünülen 1500 türden biri de Japon şebekleridir. Bu görseldeki maymunlar, birbirlerine yakın durarak ısınmaya çalışıyor.

Çalışmanın baş yazarı Julia Monk, “Hayvanların cinsel davranışları hakkındaki düşüncelerimizde bir değişimi öneriyoruz.” diyor. Monk, evrim teorisindeki kısıtlamaların genişletilerek, hayvanlardaki eşcinsel davranışlara ilişkin yeni görüşlerle ilgili heyecan duyduklarını ifade etti. 

Araştırmacılar, tipik olarak eşcinsel davranışları araştırmanın iki varsayıma dayandığını söyledi; Bunlardan birincisi, eşcinsel davranışın zararlı olduğu, çünkü, bireylerin üreme başarısı için potansiyeli olmayan faaliyetlere zaman ve enerji harcadığıdır. İkinci varsayım ise, eşcinsel davranışlarının farklı hayvan soylarında bağımsız olarak ortaya çıkmasıdır. 

Araştırmacılar, eşcinsel davranışların tüm hayvanlar için orijinal bir koşul olduğunu ve bu eğilimlerin, muhtemelen en erken cinsel davranış biçiminde ortaya çıktığını savunuyor. Ayrıca ekip, farklı cinse cinsel eğilimin, cinsel üreme seçiminde zorunlu olması nedeniyle, hemen üreme ile sonuçlanmayan cinsel davranışları ortadan kaldıracağı varsayımına da itiraz ediyorlar. Aksine çalışma, eşcinsel davranışların hiçbir zaman zararlı olmadığını öne sürüyor. Bu, bu davranışın aslında evrimsel biyologların nötr olarak ifade ettiği bir davranış olduğunu ve dolayısıyla da doğal seçilimin dışarıda bırakılması için hiçbir neden olmadığından binlerce yıldır devam ettiğini gösteriyor. Hatta ekip, eşcinsel davranışın doğal seçilim açısından avantajlı olabileceğini de iddia ediyor; çünkü, bireylerin daha fazla partnerle eşleşmesinin daha muhtemel olduğunu öne sürüyorlar. 

California Üniversitesi'nden doktora sonrası araştırmacı Max Lambert, hayvanlardaki eşcinsel davranışların incelenmesine ilişkin güçlü kanının, "gereksiz" ve "zararlı" olduğunu belirtti. Lambert, yaptıkları çalışma ile bu varsayımı değiştirmeye çalıştıklarını ifade etti: "Bu güçlü varsayım, bir topluluk olarak eşcinsel davranışların ne sıklıkta ve hangi koşullar altında gerçekleştiğini aktif olarak incelememizi engelledi. Günlük gözlemlerimiz binlerce türün eşcinsel davranışlar gösterdiğini ortaya koyuyor ve bunlar tesadüfi olamaz."

Çalışmanın baş yazarı Monk, ise, "Eşcinsellikten başka bir özellik, bu kadar çeşitli türlerde gözlenmiş olsaydı, daha sonra evrimleşmiş bir şey yerine atalarının DNA'sının bir parçası olarak kabul edilirdi." dedi. 

Kaynaklar;

Nature

Yale School of Forestry and Environmental Studies