Max Planck Tıp Araştırmaları Enstitüsü'nden Matthias Fischer ve ekibi Harvard Ormanı topraklarında yaptıkları son araştırmada potansiyel dev virüs benzeri partiküllerin inanılmaz sayıda çeşitliliğe sahip olduğunu keşfettiler. İlk bakışta düşsel ve eğlenceli görünen elektron mikroskobu görüntüleri, bu mikroorganizmaların çeşitliliği hakkında daha önce tahmin edilenden çok daha fazlasını anlattı. Araştırmanın sonuçları biyoloji alanındaki anlayışımızı genişletme potansiyeli taşıyor.

Dev Virüs Benzeri Parçacıklar

Bu çalışmayı gerçekleştiren Max Planck Tıp Araştırmaları Enstitüsü'nden virolog Matthias Fischer ve ekibi, Harvard Ormanı'ndan topladıkları toprak örneklerini incelemek için iletim elektron mikroskopisini kullandı. Elde edilen görüntüler, dev virüs benzeri parçacıklar ve benzer morfotiplerin çeşitliliğinin inanılmaz derecede geniş olduğunu gözler önüne serdi.Keşfedilen şekiller arasında "saç kesimi" adı verilen partikül, tıpkı yeni traş olmuş saç gibi diken gibi çıkan liflere sahip. "Gorgon" adı verilen bir diğer partikülün kabuğundan uzayan tüp benzeri uzantıları bulunuyor. Ayrıca "kaplumbağa" olarak adlandırılan partikülde ise sürüngenin başını, uzuvlarını ve kuyruğunu andıran parçalar görülüyor. Fischer ve ekibi, bu garip görünümlü şekillerin, dev virüslerin yapısal çeşitliliğini daha önce düşündüğümüzden daha fazla olduğunu açıkça gösterdiğini belirtiyorlar.

Dev virüs ve virüs benzeri parçacıklar

Dev virüsler, 2003 yılında ilk keşfedildiğinden beri bilim dünyasını heyecanlandıran bir konu oldu. Bu virüsler, yaygın soğuk algınlığına neden olan virüslerden 10 ila 50 kat daha büyük çaplara sahiptir. Genetik veriler, dev virüslerin oldukça çeşitli, yaygın ve bol miktarda olduğunu göstermektedir. Ancak virüslerin biyolojisi hakkında hala çok fazla bilinmeyenler bulunmaktadır.Fischer ve ekibinin yaptığı bu çalışma, dev virüslerin yapısal çeşitliliği hakkındaki anlayışımızı derinleştirme potansiyeline sahiptir. İletim elektron mikroskopisi kullanarak yapılan bu araştırma, daha önce izole edilen dev virüslerden daha fazla farklı morfolojiyi gözler önüne seriyor. Bu da, dev virüslerin çeşitli konak organizmalarıyla nasıl etkileşime girdiği ve çevreleriyle nasıl etkileşim kurduğu konusunda yeni anlayışlar sağlayabilir.

Araştırmacılar, dev virüslerin tüp şeklinde, lifli veya kaplumbağa benzeri uzantılar oluşturmasının nedenlerini henüz kesin olarak bilememektedir. Bu uzantıların virüsün konak organizmayı enfekte etmesine veya çevrede hareket etmesine yardımcı olabileceği düşünülmektedir. Fischer, "Her birinin bu yapıların ne işe yarayacağını görmek için ne kadar vahşi bir yolculuk olacağını tahmin edemeyiz," diyor.Sonuç olarak, bu araştırma, toprak altında gizlenen dev virüs benzeri parçaların çeşitliliğini ortaya çıkararak bilim dünyasına yeni bir pencere açmıştır. Dev virüslerin biyolojisi ve çevresel etkileşimleri hakkındaki daha fazla araştırma, mikrobiyolojide temel keşiflere ışık tutabilir ve virüslerin dünya üzerindeki rolünü daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Kaynakça

https://www.biorxiv.org/content/10.1101/2023.06.30.546935v1.full