COVID-19 ölümleri toplumda akıl sağlığı üzerindeki etkisi yeni bir çalışmada incelendi. SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu COVID-19 hastalığı sonucu hayatını kaybedenlerin yakınları ruhsal çöküntü içine girebiliyor. Araştırmacılar, ikinci bir dalganın akıl sağlığı bozuklukları ile geleceğini ve bunu önlemek için ABD özelinde ülkelerin yapması gerektiği önlemleri yazdı.Şubat 2020'den bu yana COVID-19 salgını dünya çapında en az 1 milyon 109 bin, Amerika Birleşik Devletleri'nde 200 bin kişinin ölümüne sebep oldu. JAMA dergisinin yeni sayısında yayımlanan bir makalede Woolf ve meslektaşları, ABD'de Şubat - Ağustos 2020 arasındaki COVID-19 ölümlerini yaklaşık 225 bin olarak ileri sürüyor. Bu yıkıcı salgın, günlük yaşamın neredeyse her alanını etkiliyor. Ülkeler salgınla ilişkili ölüm ve rahatsızlıkların ilk dalgalarını yönetmek için mücadele ederken, bulgular başka bir ikinci dalganın başladığını gösteriyor; akıl sağlığı bozuklukları ve madde kullanımında artış bulunuyor.Bu ruh sağlığı dalgası, intihar ve aşırı dozda uyuşturucu madde kullanımı nedeniyle ölümlerde artışa sebep olabilir. Ayrıca bu bireyler, aileler ve toplum için daha fazla zorluk yaratacağa benziyor. İlk COVID-19 dalgasında olduğu gibi akıl sağlığı dalgası da orantısız bir şekilde siyahileri, Hispanikleri, yaşlı yetişkinleri, tüm ırk ve etnik kökenlerden daha düşük sosyoekonomik gruplardaki bireyleri ve sağlık çalışanlarını etkileyecek.
COVID-19 ölümleri sebebiyle intihar riski artış gösteriyor
Koronavirüs kaynaklı ölümler toplumsal bozulma ile birleşiyor. COVID-19'dan korunma kapsamında uygulanan sosyal mesafe ve karantina önlemleri, kişiler üzerinde duygusal kargaşayı önemli ölçüde artırıyor. ABD'de Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin Haziran 2020'de yaptığı ankete göre, 5 bin 412 katılımcıdan yanıt verenlerin yüzde 40,9'u depresyon, anksiyete, travma sonrası stres ve madde bağımlılığı dahil olmaz üzere en az bir ruhsal veya davranışsal sağlık sorunu yaşadığını bildirdi. Bunun, 1 yıl önceki oranların 3 ila 4 katı olduğu belirtiliyor. Yanıt verenlerin yüzde 10,7'si son 30 gün içinde ciddi bir şekilde intihar etmeyi düşündüğünü de ekledi.Araştırmacılar, COVID-19 ölümleri sonrası yaşanan normal yas ve sıkıntı halinin uzun süreli yasa ve majör depresif bozukluğa ya da travma sonrası stres bozukluğuna dönüşmesinden korkuyor. Uzamış yas bozukluğu, bir yakının kaybedilmesiyle yaşanan bir sorundur. Bu psikolojik bozukluk, en az 6 aylık yoğun özlem, kaygı, duygusal acı, yalnızlık, hayata yeniden bağlanma güçlüğü, kaçınma, hayatın olumsuz olduğunu hissetme ve artan intihar riski ile karakterizedir. Uzun süreli yas bozukluğu, yas tutan bireylerin en az yüzde 10'unu etkiliyor ancak COVID-19 ölümlerinden sonra bu oran güncellenmediği için daha fazla olduğu düşünülüyor.COVID-19 ölümleri akıl sağlığı üzerindeki etkisi derin olacaktır. Ayrıca, pandeminin neden olduğu stres ve sosyal bozukluk, küresel olarak depresyon ve anksiyeteyi artırmış ve önceden var olan psikiyatrik bozukluğu ya da madde kullanım bozukluğu olan birçok kişiyi daha da olumsuz etkilemiştir.
Yüksek risk gruplarına akıl sağlığı taraması ve tedavi
Araştırmacılar, yakında yaşanması beklenen COVID-19 ölümleri ile ilişkili akıl sağlığı dalgasını yönetmek için ABD özelinde stratejiler geliştirmeye çalışıyor. Bunlardan biri, uzamış yas bozukluğu ve travma sonrası stres için en yüksek risk altında olanlara yönelik tarama, akıl sağlığı risk değerlendirmesi ve tedaviyi içeriyor. Sürecin başında, ailesi ve arkadaşları koronavirüsten ölen çok sayıda yetişkin ve çocuk oldu. Olağan koşullarda, yas bu grubun yalnızca bir azınlığı için ruh sağlığı sorunlarına yol açacaktır.Sağlık sisteminin bunalıma girmesini önlemek için halk sağlığı / toplum stratejisi önemlidir. Böyle bir strateji, kaybın verdiği yastan kurtulmayı sosyal destekle olabileceği, bireysel, aile, toplumsal, kültürel ya da dini geleneklerin sürdürülmesi bilgisine dayanıyor. Sosyal mesafe ise izolasyonu artırırken, merhumla vedalaşma gibi uygulamaları önlüyor. COVID-19 ölümlerinde de ani kayıplar ebeveynleri ya da çocukları etkiliyor. Böylesi bir süreçte veliler, bunalmış olabilir ve çocukların kaygısını düzeltemeyebilir. Bu kriz döneminde yas tutan çocuğun yaşadığı duygusal sıkıntı gözden kaçabilir. Klinisyenler, yaslı ailelerin, ölenlerini güvenle anmak ve sosyal desteği geliştirmek için yaratıcı yollar bulmalarına yardımcı olabilir. Yazarlar, yas tutan ailelere ve bireylere ulaşılması gerektiğini, özellikle de yalnız yaşayanlara yönelik kampanyalar geliştirilmesini öneriyor.Bir ölüm meydana geldikten sonra, klinisyenler, aile üyelerinde / yakın arkadaşlarda travma sonrası stres bozukluğu, depresyon ve uzamış yas bozukluğu semptomlarını belirlemek için farklı tarama araçlarını kullanabilir. Uzamış yas bozukluğu gibi risk altında tespit edilen veya yakın zamanda akıl sağlığı bozuklukları edinmiş bireyler için hedef, yasın patolojik belirtilerini normal yas yörüngesine döndürmede kanıta dayalı müdahale sunabilmek. İdeal olarak, kanıta dayalı müdahaleler birincil bakım ortamlarında uygulanabilir ancak birincil bakım sağlık hizmeti ek olarak, intihara meyilli ve yüksek düzeyde işlev bozukluğu olanlar gibi yüksek riske sahip bireyleri de belirlemelidir.Bu strateji yalnızca birincil bakım klinisyenlerine ve toplum ruh sağlığı pratisyenlerine yas / travmatik bozukluk vb. hakkında eğitim verilirse başarılı olabilir. Bu tür bir eğitim, kanıta dayalı psikososyal müdahalelerin uygulanmasını ve ruhsal bozukluklar geliştirenler için psikiyatrik ilaçların kullanımını içermeli. Ayrıca, özel akıl sağlığı bakımına ihtiyaç duyan kişilerin belirlenmesi için değerlendirme araçlarının kullanımını da kapsamalıdır.
Sağlık çalışanları için de akıl sağlığı uygulamaları geliştirilmeli
Sağlık çalışanları ve COVID-19 hastalarına bakan kişiler için psikolojik riskler endişe verici. Sistemler, sağlık çalışanlarını desteklemek için, yeterli dinlenme, travma ve akıl sağlığı bozuklukları için tarama ve tedavi gibi birçok uygulamayı hayata geçirmeli.Araştırmacılar özetle, COVID-19'un sebep olduğu ikinci bir dalganın yakın olduğunu söylüyor. Bu ikinci dalganın büyüklüğü, halihazırda yıpranmış olan akıl sağlığı sistemini bunaltacak ve özellikle en savunmasız kişilerde nöbet sorunlarına yol açacak. Yazarlar çözüm olarak, ruh sağlığına yönelik daha fazla yatırım yapmayı öneriyor. Buna göre, intihar riski de dahil olmak üzere en yüksek risk altındaki kişileri belirlemek için tarama; uzun süreli yas, depresyon, travmatik stres bozukluğu ve madde bağımlılığı yaşayanları tedavi etmek için eğitilmiş birincil bakım klinisyenlerinin ve akıl sağlığı uzmanlarının yeterliliği; aile ve topluluklara özenli bir şekilde odaklanmak yatırımın başlıca maddeleri.Kaynak;JAMA