Yılın bilimsel gelişmelerini derlediğimiz bir haberimiz ile daha yeniden karşınızdayız.
2019 yılında 650’nin üzerinde bilim haberi yayımladık. Yılın sonuna gelirken, yayımladığımız haberler içinden "en önemli" olduğunu düşündüğümüz 12 bilimsel haberi derledik. Böylece, gündemi takip edemeyen yahut bazı haberleri bilmeyen okuyucularımız için bir derleme yapmış olduk.
2019 yılının bilimsel ve çevresel gelişmelerine dair düzenlediğimiz “2019’un ‘En’leri” serimizde bu hafta, yılın küresel çapta öneme sahip bilimsel gelişmelerini derledik. Yine, serimizin diğer haberlerinde olduğu gibi bir sınırlama koyarak 12 olayı / gelişmeyi yazdık ancak haberleri önem sırasına göre yazmadık.
İlk kez kara delik görüntüsü kaydedildi
Nisan / Kara delik görüntüsü ilk kez elde edildi ve 10 Nisan 2019 günü basın toplantısıyla paylaşıldı. Avrupa Güney Gözlemevi basın toplantısından 1 hafta önce, 10 Nisan’da önemli bir bilgiyi basın toplantısında paylaşacaklarını duyurmuştu. Ardından The New York Times, paylaşılacak olan bilginin ilk kez görüntülenen bir karadeliği ve karadeliğin olay ufkuna ait görüntüleri olduğunu yazdı.
ABD Ulusal Bilim Vakfı, 2012’de bir kara deliğin çevresini gözlemlemek için kurulan Event Horizon Teleskobu’ndan (EHT, Olay Ufku Teleskobu) elde edilen bulguları eşzamanlı 5 basın toplantısıyla açıkladı. Dünya üzerindeki 8 farklı teleskobun beraber çalışmasıyla ortaya çıkan Event Horizon Teleskobu’ndan böylece ilk kez kara delik görüntüsü kaydedilmiş oldu.
Tarihi değiştirebilecek Homo sapiens kafatası keşfi açıklandı
Haziran / Homo sapiens ve Neandertallerin ne zamandan beri Avrupa’ya yerleştiği konusunda yeni bulgular ortaya çıkıyor. Yeni kafatası keşfi, insanoğlunun önceden tahmin edilenden 150 bin yıl önce Avrupa’ya geldiğini gösteriyor.
Yunanistan’ın güneybatı kıyılarındaki Apidama Mağarasında 1970’lerde bulunan iki kafatası başlangıçta Neandertal olarak tanımlandı. Apidama Mağarasında bulunan iki kafatası, “Apidama 1” ve “Apidama 2” olarak isimlendirildi. Yeni teknikler kafataslarının daha fazla analiz edilmesine olanak sağlayarak, Apidama 1’in aslında Homo sapiense ait, 210 bin yıllık bir kafatası olduğunu gösterdi. Apidama 2 ise, 170 bin yıllıktı ve bir Neandertale aitti. Almanya Tübingen Üniversitesi’nden paleoantropolog Katerina Harvati, “Bu keşifle, en azından bazı modern insanların geçmişte sanılandan çok daha önce Afrika’dan ayrıldığını ve coğrafi olarak Avrupa kadar uzak yerlere ulaştığı ortaya çıkmış oluyor.” dedi.
Güneş Sistemi yeniden keşfediliyor; Mars'ta metan gazı, Satürn'ün 20 yeni uydusu keşfedildi
Mayıs / Mars keşif aracı Curiosity, Mars’ta metan gazı keşfetti. Curiosity’nin, Kızıl Gezegen’in kil bakımından zengin bir bölgesini keşfederken tespit ettiği metan gazı, bir milyarda 21 oranında bulunuyor. Bu oran dünya ile karşılaştırılınca çok küçük ancak Mars’ta keşfedilen en yüksek orandaki metan gazı olarak kayıtlara geçti. Aslında Curiosity Metan gazını 2013 yılında da tespit etmişti. 2013’te tespit edilen metan gazı oranı bir milyarda 7’ydi. Ancak şimdi Curiosity, bu oranın 3 katı boyutunda bir metan yoğunluğu keşfetti.
Ekim / Dünya’nın sadece tek uydusu varken (Ay), diğer gezegenlerin birçok uydusu bulunuyor. Bilim insanları gözlemlerinde bu uydulara yenisini eklemeye devam ediyor. Son olarak Satürn’ün çevresinde 20 yeni uydu keşfedildi. Bu keşfe kadar en fazla uyduya sahip Jüpiter’in 79 uydusu bulunurken, Satürn’ün keşfedilen 20 yeni uyduyla 82 uydusu olmuş oldu.
Uzayda 3D yazıcı ile "et" üretildi
Ekim / İsrail merkezli Aleph Farms şirketi, Aralık 2018’den bu yana laboratuvar ortamında et üretiyor. İneklerden alınan hücreler, etin besin değerini artıran bir suyla birlikte bir deney tüpüne konularak 25 Eylül’de Soyuz MS-15 roketiyle uzaya gönderildi. 400 kilometrelik uzay yolculuğunun ardından ISS’ye ulaşan hücreler, 3D Bioprinting Solutions adlı Rus şirketinin ürettiği manyetik yazıcıyla kas dokusuna (ete) dönüştürüldü. Deneyi, Rus kozmonotlar gerçekleştirdi.
Ay'da bitki yetiştirmek; Ay'da pamuk tohumu filizlendi
Ekim / Çin’in Ay misyonu Chang’e 4, 3 Ocak 2019’da Ay’ın uzak tarafına yumuşak iniş yapan ilk uzay aracı oldu. Chang’e 4’ün yükleri arasında Lunar Mikro Ekosistemi (LME) adı verilen 2,6 kg’lık mini biyosfer bulunuyordu. Sızdırmaz, silindir şekle sahip 18 cm uzunluğunda ve 16 cm çapındaki biyosfer, Çin’in Ay’da ilk biyolojik deneyler yapmasını sağladı.
Chang’e 4 misyonu ile gerçekleştirilen deneyde, pamuk tohumu 14 Dünya günü (1 Ay günü) içinde filizlendi ancak düşük sıcaklıklara dayanamayarak öldü.
Google "kuantum üstünlüğü" elde ettiğini ileri sürdü
Eylül / Financial Times gazetesinin 20 Eylül Cuma günü yayımladığı habere göre, Google, günümüzün en güçlü bilgisayarlarının kabiliyetinin ötesinde hesaplamalar yapabilen ilk kuantum bilgisayarı geliştirdiğini ileri sürüyor. Google, yorumcuların görüşlerine göre “kuantum üstünlüğe” ulaştığını iddia ediyor.
Henüz hakem sürecinde olan çalışma, “yanlışlıkla” Internet ortamında yayımlandı ve daha sonra kaldırıldı. Makaleye göre, Google’ın kuantum bilgisayarı, “rastgele örnekleme” sorununu, klasik bilgisayarlara göre çok daha hızlı bir şekilde çözdü. Makalede, Google’ın, “kuantum üstünlüğü”, en hızlı klasik bilgisayarlarla 10 bin yılda çözülmesi beklenilen sorunu, 200 saniyede çözerek sağladığı yazıldı.
Yeni sentetik DNA'lar üretildi; Hachimoji
Şubat / “Hachimoji” isimli yeni bir DNA geliştiştirildi. Japonca’da “sekiz harf” anlamına gelen bu DNA, mutasyona uğrayıp gelişebiliyor ve bilgi taşıyabilecek bir model sunuyor.
Bu sentetik DNA, evrensel genetik kodda bulunan adenin, timin, guanin ve sitozine yeni eklenen P, B, Z ve S bazlarını, pürinler ve primidinler olarak kategorize edilmiş olanlarla aynı tür azot moleküllerine dayanıyor. Kendi baz çiftlerini oluşturmak için hidrojen bağları ile bağlanırlar ve S, B ile P ise Z ile bağlanır. Çalışmayı yapan bilim insanları doğal ve sentetik bazların farklı biçimlerinden yüzlerce hachimoji sarmalı ürettiler. Ardından da bu sarmalların dayanıklıklarını test etmek için çeşitli koşullara maruz bıraktı. Sonuç olarak hachimoji DNA’sı mutasyona uğrayıp gelişebilirken, bilgi taşıyabileceği saptandı. Bu sayede sentetik harflerin parçalanmadan ve hızlı şekilde yeni kodlara katkıda bulunabileceği anlaşıldı.
Genom düzenlemede yeni boyut; CRISPR - İlk klinik insan denemeleri başladı
Ağustos / CRISPR gen düzenleme teknolojisinin, bilinen 6 binden fazla genetik hastalığın çoğunu tedavi etmek için kullanılacağı duyurulmuştu. Artık denemeler başlıyor. Klinik çalışmaların ilk aşamasında bilim insanları, insanlarda kanser ve kan hastalıklarıyla mücadele etmek için CRISPR / Cas9 teknolojisini kullanıyor. Bu testlerde, araştırmacılar bir kişinin hücrelerinin bir kısmını çıkarır, DNA’yı düzenler ve sonra hücrelere geri enjekte eder. Araştırmacılar ayrıca CRISPR / Cas9’un insan vücudunda nasıl çalıştığını görmeye de hazır. Yakında yapılacak bir denemede, kalıtımsal körlüğe sahip olan insanların sorunları düzeltilmeye çalışılacak.
Bu denemeler başarılı olursa, Duchenne kas distrofisi, kistik fibroz gibi dünyadaki milyonlarca insanı etkileyen birçok genetik hastalığın tedavi edilebilmesi gündeme gelebilir.
İklim Krizi ve Biyoçeşitlilik kaybı - 1 milyon tür yok olabilir
Mayıs / Birleşmiş Milletler (BM) raporuna göre, bir milyon bitki ve hayvan türünün nesli tükenme tehlikesi taşıyor. Durum, insan yaşamı için endişe verici etkilere sahip. Dünyanın dört bir yanındaki üniversitelerden yedi lider yazardan oluşan “dönüm noktası” raporu, türlerin kaybını doğrudan insan faaliyetleriyle ilişkilendirerek önceki çalışmalardan daha ileri gidiyor. Ayrıca, bu kayıpların insan sağlığının yanı sıra gıda ve su güvenliğine nasıl zarar verdiğini de gösteriyor.
İnsanlık tarihinin herhangi bir döneminden daha fazla bitki ve hayvanın neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu sonucuna varılıyor. Panelin başkanlığını yapan İngiliz kimyacı Robert Watson, biyolojik çeşitlilikteki düşüşün “ekonomilerimizin temelleri, geçim kaynakları, gıda güvenliği, sağlık ve dünyadaki yaşam kalitesini” aşındırdığını söyledi.
Plastik atıklar her yerde! Mariana Çukuru'nda plastikler, Arktik'te mikroplastikler bulundu
Mayıs / Büyük Okyanus’ta Guam Adası’nın güneybatısında bulunan Mariana Çukuru, dünyanın bilinen en derin noktası olarak kabul edilir. Bir denizaltı içinde bir insan tarafından şimdiye kadar yapılmış en derin dalışta araştırmacılar, denizin derinliklerinde yeni türler keşfetmesinin yanısıra plastik atıkları da gözlemledi. Teksaslı yatırımcı ve emekli deniz subayı Victor Vescovo, Mariana Çukuru’ndaki bir noktaya yaklaşık 10 bin 928 metre dalış yaptı. Vescovo dalış sırasında denizin derinliklerinde çöpler ve farklı canlı türleri gördü. Kaşif Vescovo, “Okyanusun en derin noktasında bariz insan kirliliğini görmek çok hayal kırıklığı yarattı.” dedi. (Yukarıdaki fotoğrafta plastik bir çöp görünüyor).
Ağustos / Arktik (Kutup) bölgeden toplanan örneklerde, mikroskobik plastik parçacıkları bulundu. Plastik parçacıkların karla gökten düştüğü tahminler arasında. Bilim insanları, Kuzey Kutbu’nda litre başına 10 binden fazla plastik ve benzeri parçacığın tespit edildiğini açıkladı. Ayrıca örneklerde, lastik parçaları ve lifler de bulundu.
HIV virüsü farelerden tamamen temizlenebildi
Temmuz / Mevcut HIV terapilerileri olan antiretroviral terapi (ART), HIV replikasyonunu baskılayarak üremeyi durdurabilir. Ancak bu terapi, virüsü vücuttan silemiyor. Bu yüzden de ART’leri ömür boyu kullanmak gerekiyor. Çünkü uygulamanın durdurulması halinde, HIV replikasyon yeteneğini koruduğundan dolayı üremeye devam ederek AIDS hastalığının gelişmesini sürdürür. Bilim insanları bu durumu, HIV’in, DNA’sını enfekte ettiği hücrenin DNA’sına entegre etmesine bağlıyor.
Araştırmacılar, AIDS hastalığına sebep olan, kendini hızlı bir şekilde eşleyebilen ve yayılabilen HIV-1’in DNA’sını canlı hayvanların genomundan temizlemeyi başardı. Böylece ilk kez bu DNA bir canlıdan temizlenebildi. Ekibin bu başarısı, insanlarda HIV enfeksiyonlarının tedavi edilmesine ışık tutacağı şeklinde yorumlanıyor. Multidisipliner ve çok katmanlı çalışmalar immünolog, moleküler biyolog, virolog, farmakolog ve ilaç uzmanları tarafından yürütülüyordu. 2017 yılında ilk kez anlamlı sonuçlar alınmaya başlanmıştı.
Buzullar hızla eriyor! Grönland'da su üzerinde yürüyen köpekler
Haziran / Grönland’da eriyen buzulların en dikkat çekici görüntüsünü klimatolog Steffen Olsen kaydetti. Danimarka Meteoroloji Enstitüsü’ne bağlı Okyanus ve Buz Merkezi’nden Steffen Olsen’ın 13 Haziranda çektiği “su üzerinde yürüyen köpekler” fotoğrafı sosyal medyada sıkça paylaşıldı. Fotoğrafta sığ kristal-mavi renkli buzulların üzerinde kızakla ilerleyen, ayakları suların içinde kalan köpekler bulunuyor. Olsen, fotoğrafın çekildiği yerde normalde 1,2 metre kalınlığında bir buz tabakası olduğunu, ancak ekibin sular içinde kaldığını belirtti.