//

Twitter bilim fenomenleri – Fizik ve mühendislik

35 dakikalık içerik

Twitter bilim fenomenleri haber serimizin ikincisi yayımda…

Twitter’da çoğunlukla bilimsel içerikli paylaşımlar yapan, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) alanlarında çalışan, bizim tabirimizle “bilim fenomeni” doktor veya lisansüstü öğrencileri ile söyleşilerimiz sürüyor. “Twitter’ın bilim fenomenleri” serimizin bu haberinde, fizik ve mühendislik alanlarında çalışan bilim fenomenlerimize yer verdik. Söyleşilerimize, California Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmacı olan teorik parçacık fizikçi Dr. Şeyda İpek ile başladık. Ardından söyleşilerimize, “uydu” denilince aklımıza ilk gelen isimlerden olan Dr. Egemen İmre ile ve ardından da Polonya’da yüksek lisansını tamamlayıp çalışmaya başlayan, bilim iletişimine büyük önem verdiğini bildiğimiz elektrik-elektronik mühendisi Burak Çankaya ile devam ettik.

Twitter bilim fenomenleri haber serisinin başlıca amacı, Twitter’da sıklıkla bilimsel içerikli paylaşımlar yapan STEM çalışanlarının Twitter kullanımlarını konuşmak. Twitter üzerinden iletişim kurduğumuz üç araştırmacı da söyleşi fikrimizi memnuniyetle karşıladı. Eş zamanlı olarak yapılmayan söyleşilerde, araştırmacıların hepsine hemen hemene aynı soruları yönelttik. Çalışmalarından, Twitter kullanımlarına, Twitter’dan gelen olumlu-olumsuz dönüşlere kadar bakalım “fenomen bilim insanlarımız” neler söylemiş;

Twitter’ın “bilim kadını” – Dr. Şeyda İpek 

Dr. Şeyda İpek, Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü lisans mezunu. Lisansın ardından Dr. Şeyda İpek, Koç Üniversitesi’nde yüksek lisans ve ardından Washington Üniversitesi’nde doktora yaptı. Teorik parçacık fiziğine tam olarak Washington Üniversitesi’nde geçtiğini söyleyen Dr. İpek, parçacık fiziğini anlattı. 

  • Çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Dr. Şeyda İpek: “Teorik parçacık fizikçisiyim. Şu anda çalışmalarım üç ana konuyu işliyor; 1- Evrenimizde niye hiç antimadde yok? 2- Karanlık madde nedir? 3- Nötrino adlı parçacıkların nasıl oluyor da kütlesi var?  Bu sorulara teorik cevaplar bulmak için uğraşıyorum. Buna model inşası diyoruz bazen. Bu yeni modeller parçacık fiziğinde Standard Model denilen yapıyı genişletiyor. Bazen yeni parçacıklar, bazen yeni kuvvetler işin içine girebiliyor. Benim çalışmalarımda vurguladığım diğer bir konu ise inşasını yaptığım modellerin deneysel olarak test edilebilir olması. Bu çalışma alanına bazen parçacık fiziği fenomenolojisi de deniyor. Yani ‘modellerimiz sadece kağıtta kalmasın, deneysel olarak ne yapabiliriz?’ sorusunu da soruyorum.”

  • Parçacık fiziğini tercih etme sebebinizi öğrenebilir miyiz?

Dr. Şeyda İpek: “Açıkçası çok bilgili olarak seçmedim bu alanı. Aslında tam tersi, bilmediğim ve merak ettiğim için seçtim. Lisansımı yaptığım Bilkent’te parçacık fiziği çalışan profesör yoktu. Yüksek lisansta biraz daha teorik fiziğe kaymak için Koç Üniversitesi‘ne geçtim. Ama yine tam bir parçacık fiziği değildi çalışma alanım. Hep bir merakım vardı bu konuya. Bu merak sönmeyince bu konuyu öğrenmem gerektiğine karar verdim ve doktora için University of Washington’a geldim. Burada tez hocam Ann Nelson bana Standard Model’i anlatan bir kitap verdi ve ‘Oku!’ dedi. Ben de okudukça hayran kaldım ve böylece bu alana girmiş oldum.”

  • Teorik parçacık fiziğine yönelmek isteyenlere tavsiyeleriniz var mı?

Dr. Şeyda İpek: “Ne yazık ki teorik parçacık fiziği çok özel bilgi isteyen bir alan. Mesela birçok çalışma için kuantum alan teorisi bilgisi şart. Bu yüzden lisansta başlamak çok nadir görülen bir durum. Fakat arka plan bilgisi olarak ihtiyaç duyacakları birçok konu var, mesela görelilik teorisi, cebir, grup teorisi… Bu dersleri almaya özen göstersinler, ileride çok işlerine yarayacaktır.”

Dr. Şeyda İpek, çalışma alanı hakkındaki sorularımızı cevapladıktan sonra, Şeyda Hanım’a Twitter kullanımı üzerine sorular yönelttik. (Twitter; @sheydaipek ) Twitter’ı aktif bir şekilde kullanan Dr. Şeyda İpek, zaman zaman İngilizce tweetler atsa da çoğunlukla Türkçe olarak paylaşımlar yapıyor. Şeyda Hanım, gündemi -özellikle bilim gündemini- sıkı takip eden fenomenlerimiz arasında yer alıyor.

“Bilimi o kadar çok seviyorum ki gelişmeleri heyecanla paylaşıyorum”

  • Twitterda sıkça bilimsel içerikler yayınlıyorsunuz ve hayli takipçiniz de var. Twitter kullanma ve bilimsel paylaşımlar yapma sebebiniz nedir? Bilim, hayatınızın parçası olduğu için ister istemez mi bu tür paylaşımlar yapıyorsunuz yoksa insanlara bilgi vermek gibi bir amaçla mı bunu yapıyorsunuz? 

Dr. Şeyda İpek: “Twitter’ı kullanmakta üç genel amacım var aslında; 1- İlginç bilgiler edinmek ve değişik insanların paylaşımlarını görmek. 2- Bilimsel paylaşımlar yapmak ve 3- Toplumdaki, özellikle bilimdeki, cinsiyet eşitsizliğini göz önüne çıkarmak. Bilimsel paylaşımlara gelince; bilimi o kadar çok seviyorum ki bazen çok heyecanlanıyorum ve bunu gerçekten herkesle paylaşmak istiyorum! Paylaşımların genelde burdan çıkıyor. Mesela, bir konuşma dinliyorum ve onu hemen paylaşmak istiyorum. Ya da yeni bir bilgi öğreniyorum makale yazarken ve onu paylaşmak istiyorum. Tabii ki Twitter takipçilerimin çoğunluğu parçacık fizikçi olmadığı için kullandığım dili biraz değiştirmem gerekiyor. Bu bazen zor oluyor ve paylaşımlarımı azaltıyor. Ama yine de seviyorum bu zorluğu ve deneyimi. Bir de bu konularda Türkçe kaynak eksikliği görüyorum. Gazetelerin bilim sayfaları saçma sapan ‘bilgi’lerle dolu. Birazcık olsun böyle bir boşluğu doldurmak güzel bir şey.”

  • Twitter’da severek takip ettiğiniz bilimsel içerikli paylaşımlar yapan kişiler var mı?

Dr. Şeyda İpek: “Twitter’da takip ettiğim bilim insanları çok karışık bir liste. Paylaşımlarını çok sevdiğim bir insan Zeynep Tüfekçi (@zeynep), çoğunlukla büyük veri ve bunun topluma etkisi üzerine çalışmalar ve paylaşımlar yapıyor. Bir diğer kişi ise jinekolog Jennifer Gunter (@DrJenGunter). Kadın sağlığı hakkında çok güvenilir ve açık bilgiler paylaşıyor. Jacquelyn Gill (@JacquelynGill) adlı ekolog da çok ilginç bilgiler paylaşıyor, onu da zevkle takip ediyorum. Bir de psikiyatrist Banu Canbolat var (@BanuLIC) ve tabii ki astrobiyolog Betül Kacar (@betulland) var. Bu ne yazık ki İngilizce ağırlıklı bir liste oldu, kusura bakmayın.” 

  • Twitter’dan nasıl dönüşler alıyorsunuz? Mesajlar ve yorumlar olarak. 

Dr. Şeyda İpek: “Aldığım yorumlar, yaptığım paylaşım bilimsel ise çoğunlukla olumlu oluyor. İnsanlar beğeniyorlar. Fakat kadın hakları, feminizm konularında yaptığım paylaşımlar birçok negatif tepkiye araç olabiliyor. En çok gelen mesaj da bu ikisini kapsıyor: ‘Keşke sadece bilime odaklansanız!’ Özellikle erkekler kadın olmamdan gelen bazı deneyimlerin -mesela akademide cinsiyetçilik- yaptığım bilimi etkileyebileceğini kabul etmiyorlar. Bu iki konunun benim için aynı değerde önem taşıdığına inanamayan da var.” 

  • Başka nasıl geri dönüşler geliyor?

Dr. Şeyda İpek: “Sanırım en çok aldığım mesaj fizik okumak isteyen, ama ailesi tarafından mühendisliğe itilen gençlerden. Benden tavsiye istiyorlar. Ne yazık ki zor bir durum. Ben de geçtim bu yoldan ve inatçılık yapıp istediğim tarafı seçtim ve bunda başarılı oldum. Fakat bir başkası için ‘kesin şöyle yap!’ diye nasıl söylerim? Elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyorum ama ne yazık ki bir yere kadar. Keşke toplumumuzda gençlere geleceklerini seçmelerinde daha çok güvenilse.”

  • İlginç bir yorum veya DM anınız var mı? Size sorulan ilginç bir mesaj vb. 

Dr. Şeyda İpek: “Bazen DM’den aldığım fizik sorularına olan cevaplarımı twit zincirine dönüştürüyorum. Ama ne yazık ki aldığım her yeni mesaj beni bir derece korkutuyor. Çünkü birçok taciz mesajı da alıyorum. Ama aldığım en garip mesajlar, tanımadığım insanlardan aldığım şu tarz sorular oluyor: ‘iyi günler mesleğiniz hakkında kariyeriniz hakkında bilgi verir misiniz’ (birebir kopya). Cevap vermiyorum tabii ki.”

Dr. Şeyda İpek, kadın bilim insanlarının başarılarına ve cinsiyetçilik başta olmak üzere ayrımcılıklara karşı mücadelesini vurgulayan Bilim Kadınları ( @bilimkadinlari ) hesabınının da kurucuları arasında.

Dr. Egemen İmre – Uydu mu fırlatıldı? Uyducu Şirin’e bağlanalım

Dr. Egemen İmre. Foto; TEDx – YouTube

Söyleşilerimizin ikincisini Dr. Egemen İmre ile yaptık. Havacılık mühendisi Egemen İmre, @uyducusirin kullanıcı adıyla Twitter’da sıkça bilimsel paylaşımlar yapıyor. Bir uydu mu fırlatıldı, uydu görüntüsü mü gündemde ya da bir uzay aracı göreve mi başladı, önce “uyducusirin”in paylaşımlarına bakarız. 

  • Çalışmalarınızdan, eğitim hayatınızda bahseder misiniz?

Dr. Egemen İmre: “2001 yılında ODTÜ Havacılık Mühendisliği’nden mezun oldum. O zamanki adıyla TÜBİTAK BİLTEN, bugünkü adıyla TÜBİTAK UZAY’ın Bilsat uydu projesi kapsamında yüksek lisans için İngiltere’ye giderek uzay işlerine ‘bulaşmış’ oldum. 2002 yılında yüksek lisans ve 2006 yılında da doktoramı Yörünge Mekaniği alanında tamamlayarak TÜBİTAK UZAY’a geri döndüm ve 11 yıldan fazla süreyle Yörünge Mekaniği ve Uydu Sistem Mühendisliği alanında çalıştım. ODTÜ’de yarı zamanlı olarak Uygulamalı Yörünge Mekaniği dersi verdim. Bu süre zarfında RASAT, GÖKTÜRK-2 ve İMECE uydu projeleri gibi birçok konuda rol aldım. Çok şanslı olduğumu düşünüyorum, çünkü, Türkiye’de uydu çalışmalarının doğuşuna tanıklık edebilme imkanı buldum.”

Ardından Egemen İmre, 2018 Şubat ayında Almanya’da bir şirkette çalışmaya başladığını dile getirerek, “şu anda da Avrupa Uzay Ajansı’nın yeni nesil bilimsel uyduları için fizibilite ve öntasarım faaliyetlerinde çalışıyorum.” dedi. 

  • Bu alanı tercih etme sebebiniz nedir, öğrenebilir miyiz?

Dr. Egemen İmre: “Aslında çocukluktan bu yana benim ilgim uçaklar yönündeydi. Pilot filan olamayacağım ortaya çıkınca ben de işin mühendislik alanına yöneldim. Üniversitenin son stajında çeşitli tesadüfler sonucu TÜBİTAK BİLTEN ve yeni başlayan uzay çalışmaları ile tanıştım ve ilgimi çeken bu alanda devam etmeye karar verdim. Siz ne kadar plan yapsanız da, hayat tesadüfler ve o an önemli görünen etkiler altında verdiğiniz kararlarla şekilleniyor.”

  • Havacılık ve uzay mühendisliğine yönelmek isteyenlere tavsiyeleriniz var mı?

Dr. Egemen İmre: “Açıkçası, alana yönelmek isteyenlere verebileceğim en büyük tavsiye meraklı olmaları. ‘Ne işime yarar’ gibi faydacı değil, ‘ne eğlenceliymiş’ diye daha ‘naif’ diyebileceğim bir merakla edinilen bilgiler hem daha kalıcı olur, hem de ‘görev bilinciyle’ öğrenme eziyetine katlanılmaz. Öğrendiğiniz (neredeyse) her şey günü gelir işinize de faydalı olur. 

İkincisi, okumak / izlemek güzel ama, yaparak öğrenmek her zaman çok daha yararlıdır. Kendinize bir proje uydurun ya da proje yapanlara katılın. Artık evinizde mini robot mu geliştirirsiniz, cep telefonu uygulaması mı yazarsınız, üniversitedeki proje ekiplerine mi katılırsınız bilemem. İnternet inanılmaz bir kaynak; hem projeler, sorular ve çözümleri için, hem de yaptıkları işin uzmanlarıyla temasa geçmek için. 

Son olarak, hayatınızdaki tercihlerin esiri değilsiniz; özellikle de gençken, her zaman kariyer veya alan değiştirebilirsiniz. Sevdiğiniz işte bile çalışmak zaman zaman çok zorken, sevmediğiniz işe tahammül etmek zorunda kalmayın derim.”

“Paylaşımlarımın fark yarattığını görmek endişelerimi unutturuyor”

Egemen İmre, söyleşinin ilerleyen bölümlerinde sorularımız üzerine Twitter kullanımına değindi. Dr. İmre, Twitter’ı her şeyden önce kişisel amaçlar için, gündemi takip etmek için kullandığını söyledi. 

  • Twitter’da sıklıkla bilimsel paylaşımlar yapıyorsunuz. Özellikle gündemdeki uzay araçları, uydular hakkında sıkça tweet atarak veya tweet zinciri yaparak takipçilerinizi bilgilendiriyorsunuz. Twitter kullanma ve bilimsel paylaşımlar yapma sebebiniz nedir? Bilim, hayatınızın parçası olduğu için ister istemez mi bu tür paylaşımlar yapıyorsunuz yoksa insanlara bilgi vermek gibi bir “toplumsal” amaçla mı bunu yapıyorsunuz?

Dr. Egemen İmre: “Twitter’ı öncelikle kendim için, alanımdaki gelişmeler ve uzmanları takip etmek için kullanıyorum. Bunun dışında, birçok kez okullara ve kurumlara gidip konuşmalar yaptım ama Twitter’dan çok daha geniş bir kitleye ve daha kalıcı bir şekilde ulaşabiliyorum. Benim çalıştığım alanda Türkçe içerik çok az, bu nedenle ben de içerik oluşturmaya çalışıyorum ve elbette, gelen soruları yanıtlamak ve etkileşim de son derece eğlenceli. Son olarak, Twitter’daki başka ‘uzmanlarla’ da bu sayede tanışma fırsatı buldum.”

  • Twitterda severek takip ettiğiniz bilimsel içerikli paylaşımlar yapan kişiler var mı?

Dr. Egemen İmre: “Türkçe içerik üretenlerden ilk aklıma gelenlerden örnek verebilirim; Umut Yıldız’ın (@umutayildiz) bilimi ve uzayı çocuklara ulaştırma çabasını hayranlıkla izliyorum. Benzer şekilde Gökhan Ertaş (@bilim_man) da gazeteci kimliğiyle Twitter’ı aktif bir şekilde kullanıyor, ayrıca Sınırsız Bilim (@sinirsizbilim) adlı bir haber sitesini de idare ediyor. Lagari Bey (@lagaribey) ve Eppur si muove (@razorOfOccam) de güzel içerikler üretiyor. Kozmik Anafor (@KozmikAnafor) ekibi de süreklilik ve kaliteli içerik sağlayabilenlerden.

Yabancı kaynaklardan ilk aklıma gelenler ise, Avrupa Uzay Ajansı (@esascience, @esacleanspace vb.) ve Copernicus Projesi (@CopernicusEU) kurumsal hesapları. Bunların yanı sıra yerden uyduları gözlemleyen ve yörüngelerini hesaplayan, uzay çöpleri ve uzayın güvenliği alanında kafa yoran ekipleri de hayranlıkla izliyorum. Bunlara örnek olarak, Jonathan McDowell (@planet4589), Moriba Jah (@moribajah), Brian Weeden (@brianweeden) ve Marco Langbroek’i (@Marco_Langbroek) verebilirim.”

Dr. Egemen İmre’nin doğumgünü pastası mesleğini yansıtıyor.
  • Twitter’dan nasıl dönüşler alıyorsunuz? 

Dr. Egemen İmre: “Genellikle fizik ya da teknoloji alanında sorular ya da güncel teknoloji haberleri üstüne yorum talepleri geliyor, ben de elimden geldiğince yanıtlamaya ya da yanıtı bilen birilerine yönlendirmeye çalışıyorum. Kariyer seçimi ve mühendislik de yine popüler alanlardan. Bir de yazılım öğrenmeye başlangıç konusunda o kadar çok soru geliyordu ki en üste bir ‘post’ yapıştırdım.

Her ne kadar gündelik politikadan uzak kalmaya çalışsam da, bazen teknoloji veya akademi ile politikanın kesiştiği alanlar oluyor ve ben de yorum yapmaktan kendimi alamıyorum. Ülkenin soğumayan politik gündemi nedeniyle olsa gerek, bunlar da çok yoğun paylaşımlar alıyor. Özellikle de eleştirilerimden politik bir yorum çıkartarak bazen ağır sözler söyleyenler de oluyor. Beni en çok şaşırtan da (ve bir tarafıyla mutlu eden de) beni savunmak için gelenler oluyor.”  

  • İlginç bir yorum veya DM anınız var mı? 

Dr. Egemen İmre: “Twitter’ın normalde karşı karşıya gelmeyebilecek insanları bağlantıya geçirmesi çok ilginç deneyimlere yol açabiliyor. Örneğin, bir dönem ‘Düz Dünya’ tayfasıyla epeyce bir muhabbetim olmuştu; benim için gerçekten çok ilginç bir deneyimdi. Bunun yanı sıra, insanların hayatlarına bir şekilde dokunmuş olmak beni çok etkiliyor. Öğrencilerine sadece kitaplarla sınırlı kalmadan yeni şeyler öğretmeye çalışmak adına bana ulaşan öğretmenler, beni her zaman çok mutlu ediyor. Ve elbette kariyer seçimi ya da bir başka konuda ‘şu dediğiniz kafamı kurcalıyordu, teşekkürler’ gibi bir mesaj almak, yazdıklarımın birilerine ulaştığını ve fark yarattığını görmek de ‘suya mı yazı yazıyorum’ endişesini unutturuyor.”

Bilim iletişiminin farkında olan bir mühendis – Burak Çankaya

Üçüncü söyleşimizi Burak Çankaya ile yaptık. Çankaya, Erciyes Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümü lisans mezunu ve Wrocław Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde Yenilenebilir Enerji Sistemleri üzerine yüksek lisansını tamamladı. Burak Çankaya, Twitter’da @burakcankaya07 kullanıcı adıyla paylaşımlarını yapıyor. Bir yıla yakın IT tecrübesinin ardından sonunda kendi sektörüne döndüğünü belirterek Avrupa’da Fransa ve Hollanda gibi çeşitli ülkelerde güneş enerji santrallerinde çalışmaya başladığını söyleyen Çankaya, bilim iletişimine büyük önem veriyor.

  • Çalışmalarınızdan ve eğitim hayatınızdan bahseder misiniz?

Burak Çankaya: “Lisansım Elektrik-Elektronik mühendisliği üzerine, Yüksek Lisansım ise Yenilenebilir Enerji Sistemleri üzerine oldu. Mezun olduktan sonra Orta Gerilim ve Güneş Enerji Santrali projelerinde saha şefi olarak görev yaptım. Bu işlerden sonra da Yüksek lisansa gelip tamamladım. Tezimi üniversitemizdeki 3 farklı tipteki güneş panellerinin verimleri üzerine yazdım. Şuan uluslararası bir IT firmasında Senior IT Analyst pozisyonunda çalışıyorum.”

  • Bu alanı tercih etme sebebiniz nedir, öğrenebilir miyiz? 

Burak Çankaya: “Bir ülkede mühendis olarak çalışmak istiyorsanız genelde o ülkenin dilini bilmeniz gerekiyor. Ben de uzun süreli burada (Polonya’da) kalma planım olmadığı için Lehçe öğrenmedim. Sonra en global ve aslında tecrübe edinmek istediğim bilişim sektöründe iş buldum. Biraz daha data analyst /science pozisyonlarına kaymayı düşünüyorum bir süre. Sonuçta bilim de böyle değil mi? Disiplinlerarası ve öğrenmeye açık olmak lazım. Ofis hayatını sevmesem de tecrübe tecrübedir. Günümüz şartlarında sabit olmamak lazım, bir yandan da doktora araştırmaları yapıyorum. Almanya’dan Olderburg Üniversiteinde çalışan fizikçi Dr. Levent Gütay’dan kabul almıştım. Fakat ödenek yoktu ve burs bulamadığım için gidemedim. Bu yüzden stratejik ve çoklu planlar yapmak zorundayım.”

“Amacım sosyal medya bataklığını en iyi şekilde değerlendirmek”

Burak Çankaya, yüksek lisans eğitimini Polonya’da bulunan Wroclaw Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde tamamladı.
  • Twitter’da sıklıkla bilimsel paylaşımlar yapıyorsunuz. Belli bir takipçi kitleniz de var. Twitter kullanma ve bilimsel paylaşımlar yapma sebebiniz nedir? Bilim, hayatınızın parçası olduğu için ister istemez mi bu tür paylaşımlar yapıyorsunuz yoksa insanlara bilgi vermek gibi bir “toplumsal” amaçla mı bunu yapıyorsunuz?

Burak Çankaya: “Öncelikle çok takipçim yok, bir Aleyna Tilki kadar yok en azından. Bence olmasın da. Amacım sosyal medya ve YouTube bataklığını en iyi şekilde değerlendirmek. Hücrelerdeki seçici geçirgen yapı gibi ben de nitelikli, faydalı ve öğretici hesapları takip ediyorum, ettiğim gibi de benim gibi sosyal medya çöllerinde faydalı içeriklere susamış kişiler için paylaşımlar yapıyorum. Aslında fiziken bir araya gelemediğim ve kendimizi etrafımızda yalnız hissettiğimiz için bu mecralarda buluşuyoruz. Twitter’ı en basit ve hızlı etkileşim alabilecek mecra olduğu için kullanıyorum diyebilirim. Tabii ki sosyal medya yerine gerçek hayatta eğlenmeyi tercih ediyorum.”

  • Twitterda severek takip ettiğiniz bilimsel içerikli paylaşımlar yapan kişiler var mı?

Burak Çankaya: “Elbette var. Özellikle biyoloji (evrim +genetik), fizik ve psikoloji üzerine paylaşım yapan kişiler veya sayfalar ilgili çekiyor. O kadar çok kişi var ki severek takip ettiğim şu an aklıma gelenlerden birkaçını belirtebileceğim sadece; Egemen İmre (@uyducusirin), Özlem Kayım Yıldız (@ozlemyildiz1881), Emrah Çoraman (@coraman ), Cihan Taştan (@CihanTastan_PhD), Mete Atatüre (@MeteAtature), Türker Kılıç (@turkerkilic), Burçin Ünlü (@burcinunlu).

  • Twitter’dan nasıl dönüşler alıyorsunuz? 
Burak Çankaya’ya gelen bir mesaj.

Burak Çankaya: “Mesela bu (yandaki fotoda) ve buna benzer çok güzel dönüşler alıyorum. Onun dışında mesleki, yüksek lisansla ve yurtdışı ile alakalı sorular geliyor.

  • İlginç bir yorum veya DM anınız var mı? Eleştiri gibi ya da anlam veremediğiniz dönüşler alıyor musunuz?

Burak Çankaya: “Yayınlarla ilgili geldiğini hatırlamıyorum ama kişisel olarak eleştiri geliyor; kişisel paylaşmalarım, birilerinin düşüncesine uymaz ise. Mesela çok sık şu geliyor; ‘Seni Evrim Ağacı’ndan tanıyordum nasıl olur da böyle bir şey paylaşırsın?’ gibisinden. Hiçbir siyasi partiyi ve görüşü desteklememem biraz insanlara garip geliyor sanırım, bu bence anlam veremediğim şeylerden olabilir.” 

  • Aklıma ister istemez ödev yaptırtmak isteyen öğrenciler geliyor. Daha önce söyleşilerden birinde, ödevlerini yaptırtmak isteyen gençlerin olduğunu söylemişti bir bilim fenomenimiz. Size de yaptırtmak isteyenler oluyor mu?

Burak Çankaya: “İyi hatırlattın geçtiğimiz haftalarda bir öğrenci, fizik sorusunu bana yaptırtmaya çalıştı. Bunlar da yok değil.”

Burak Çankaya’nın bize gönderdiği eğlenceli bir görseli.
  • Söyleşinin sonuna gelirken, anlatmak istediğiniz bilimle ilgili komik, eleştirel ya da olumlu düşünceniz, anılarınız var mı? Türkiye ve bilimsellik açısından mesela, düşüncenizi söylemek ister misiniz? Yeterli mi sizce bilimsel çalışmalara verilen önem?

Burak Çankaya: En komik an Handan Hoca (University of Oklahoma’dan Yrd. Doç. Dr. Handan Acar) ile yayında iken Atatürk tablosunu alıp bize göstermek için kalktığında boyunun yetmediğini farkedip hemen oturması olmuştu (Video). Eleştirel olarak da umut tacirleri var, ismi lazım değil, gençlere sadece umut satıyor. Genelde belirli kalıp cümleler seçip ‘hayallerine dokun, inan’ vs. ki baktığınızda kendi hayatları böyle değil. Gerçeklerden koparıyorlar gençleri. Teknoloji ve bilimin temel farklarını bilmedikleri için oradan buradan videolar indirip bilim öncüsü gibi paylaşımlar yapıyorlar. Bilimin popüler olmaması Türkiye’nin değil dünyanın sorunu. Bence iyi ki değil. Fazla olanın değeri olur muydu hem. Az ve öz iyidir, nitelik nicelikten değerlidir. Bu yüzden Bilim Treni ve Gelecek Bilimde sitemizde de yaptığımız gibi merak eden zaten bizi bulur.”