Tez yeterlilik sınavlarında ve benzeri birçok akademik sınavda öğrenciler, sınavda jüri olan hocalar için çeşitli yemek veya atıştırmalık tez ikramları hazırlıyor. Son zamanlarda bu ikramlar sosyal medya ve birçok blogda eleştiri konusu oldu. Tartışmaların fitilini ateşleyen ise İstanbul Şehir Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özel’in Twitter paylaşımı oldu. Özel, daha sonra gelen tepkiler üzerine sildiği tweetinde “Tez savunmalarının, doktora tez yeterliliklerinin güzel tarafı. İşin güzel yanı, el ürünü, evde yapılmış olması” sözleriyle savunmadaki ikram masasını paylaşmıştı. O tweetteki fotoğraf;

Akademik sınavlarda öğrencilerin, hocaları için hazırladığı ikramlar okuldan okula, öğrencilere göre ve hocaların taleplerine göre farklılık gösteriyor. Kimileri sadece su, çay, kurabiye gibi daha basit yiyecek ve içecekleri hazırlarken, kimi öğrenciler -belki de hocaların isteği üzerine- dolma, börek, tatlı gibi daha kişisel emek harcıyor. Her halükarda öğrenciler, “Acaba hocalara ne ikram edersem memnun olurlar?” diye günlerce düşünüyor ve hatta internetten konu hakkında arama yapıp, bloglara yazarak tavsiye istiyorlar. (Bir örnek için buraya tıklayınız)
Sosyal medyada konuya ilişkin yorum yapanların bir kısmı, özellikle tez savunmalarındaki bu tartışma yaratan olayın, ülkemize has bir durum olmadığını belirtiyor. Ancak genellikle aynı kullanıcılar yurtdışındaki ülkelerde ikramın, birkaç atıştırmalıktan öteye geçmediğini de söylüyor. Ama yurtdışındaki benzeri gelenek ise tez savunmasını geçen öğrencinin parti düzenlemesi olarak örnek gösteriliyor.
Bilimma okurları için, akademik camiayı üçe bölen tez savunmalarındaki ikramlık yemek tartışmasını mercek altına aldık. Bizim incelediğimiz kadarıyla gördüğümüz bu üç grup şu şekilde; birincisi ikramları tamamen doğru bulanlar, bunların gelenek olduğunu savunanlar; ikincisi ikramlara topyekün karşı çıkanlar; üçüncü grup ise ikramların abartılmadığı (ev yemekleri yerine atıştırmalık olduğu) müddetçe doğru olduğunu savunanlardan oluşuyor.
Ekşi Sözlük’te yazılan entrylerden bazıları;
Gece gece tavuk göğsü yapanlar…
Özellikle ikramlar sınavdan önce yapıldığında; jüri üyeleri pozitif etki altında kaldığından, psikolojik olarak sınava giren kişiyi zorlamamaları gerektiğini düşünüyor, hatta bazen adayı sınavdan geçirme yükümlülüğü hissediyorlar. Üstelik jüri tıkınırken aday daha da geriliyor. Yapılması gereken; ikramları minimal tutup ziyafete dönüştürmemektir…” şeklinde düşüncelerini paylaştı.
İkramların nota etkisi var mı?
Jüriyi balıkçıya götürenler…
Ekşi Sözlük’ün yanı sıra Twitter’da da birçok kullanıcı, savunma ve sınavlardaki ikramlara ilişkin tartışmalara katıldı. İşte o paylaşımlardan bazıları;
Tarihçi Elçin Arabacı, “rüşvet” diyerek ikramları eleştirdi;
Gastronomi alanında doktora yaptığını öğrendiğimiz Esat Özata da ikramları eleştirenler arasında;
Finlandiya örneğini veren bir başka yorum;
Bir kullanıcı ise Ankara Üniversitesi örneğini vererek tartışmalara ortak oldu;
Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) örneği;
“Tezdeyiz” isimli program önerisiyle mizahi bir yorum katan kullanıcı;
Eleştirilere katılan bir hukukçu;
Eleştirenler arasındaki bir akademisyen yorumu;
Yine mizahi bir yorum;
Abartmamakla birlikte bu tür ikramları normal karşılayan bir yorum;