Tazmanya canavarları bulaşıcı kanser hastalığı

Tazmanya canavarları ve bulaşıcı kanserin tedavisi

6 dakikalık içerik

Tazmanya canavarları bulaşıcı kanser ile mücadele ediyor. Gün geçtikçe Tazmanya canavarlarının nesli bu kanser türünden dolayı azalıyor.

Binlerce yıldır, köpekler arasında hayatı tehdit edici olmayan bir tümör çiftleşme sırasında bulaşıyor. Bilinen bulaşıcı tek kanser olarak, canine transmissible venereal tumor (CTVT yani köpeklerde bulaşıcı zührevi tümör ), önemli bir biyolojik fenomen yerine, bir anomali olarak kabul edildi. Bununla birlikte, 21. yüzyılda Tazmanya canavarlarında iki ayrı bulaşıcı kanser ve sucul yumuşakçalarda en az beş bulaşıcı tümör gelişimi tespit edildi.

Ortaya çıkması sırasında, bulaşıcı ve bulaşıcı olmayan kanserler benzer genetik durumalara maruz kalır ve bulaşma gerçekleşene kadar ayırt edilemez. Bu durum en az iki ek koşul gerektiriyor; bir kanser hücresi aktarım mekanizması ve alıcının immün tepkisinden kaçınması. Her iki durumun aynı anda bir kanserde ortaya çıkması ise nadir görülüyor.

Tazmanya canavarlarının yüzde 80’ini yok eden bulaşıcı kanser

Savunmasız türleri etkileyen bulaşıcı kanserlerin ciddi ekolojik ve ekonomik sonuçları olabiliyor. Önleyici ve tedavi edici teşebbüsler bu etkileri hafifleterek, başka bulaşıcı kanserlerin ortaya çıkmasına karşı koruma sağlıyor. Tazmanya canavarlarını etkileyen bulaşıcı kanserler “canavar yüz tümör hastalığı” (DFTD) olarak adlandırılıyor ve 1996’da bildirilen ilk vakadan bu yana tehlike altındaki kesimin nüfusunu yüzde 80 oranında azalttı.

DFTD kanser hücreleri, Schwann hücresinden kaynaklanıyor. Hücreler, çiftleşme mevsiminde Tazmanya canavarlarının karakteristik bir davranışı olan yüz yüze ısırma yoluyla bulaşıyor. Ağız boşluğu içerisinde DFTD hücreleri bulunan bir canavar, sağlıklı bir Tazmanya canavarını ısırdığında, dişlerindeki DFTD hücreleri alıcının derisine geçerek kanser oluşumuna neden oluyor. Genellikle konağın ölümü 1 yılı bile bulmuyor. Kanser hücrelerinin bulaşıp ölüme götüren süre, hücrelerin diğer Tazmanya canavarlarına bulaşması için yeterli bir süre oluyor.

Bulaşıcı bir kanserin oluşabilmesi için iletilen hücrelerin, genetik olarak birbirine benzemeyen konakçılarda bağışıklık tepkilerinden kaçınma stratejileri edinmesi gerekiyor. Tazmanya canavarları, DFTD’nin yayılmasını kolaylaştıracak nitelikte düşük genetik çeşitliliğe sahip. Bu da canavarlar için dezavantaj oluşturuyor.

Bir grup Tazmanya canavarı aşılandı

Tümör geliştiren canavarlarda, doğrudan tümöre enjekte edilen IFN-y ile immünoterapi test edildi. Tazmanya canavarlarının aşılanması, DFTD’yi önlemeye yönelik ilk girişimlerden biri oldu. İnsan kanserinden farklı olarak, çoğunlukla tedaviye yönelik olan aşıların, insanları bulaşıcı hastalıklara karşı koruyan aşılara benzer şekilde önleyici özelliği de olabilir. İlk grupta, kapalı bir ortamda yetiştirilmiş 52 canavar bulunuyordu. Bu canavarlar aşılanarak, DFT1’in azalttığı nüfuslarını tekrar çoğaltmaları için doğaya bırakıldı. DFT1’e karşı bağışıklık tepkilerinin oluştuğu, 50 canavarda da tespit edildi. Ancak ilk takip çalışmalarında, bazı canavarların DFT1 geliştirdiği için korumanın yalnızca kısmi olabileceği de gözlemlendi.

Köpek popülasyonunda uzun süreli CTVT varlığı, konakçı ve tümör arasında birlikte evrim gösteriyor. Bu da köpeklerde genellikle öldürücü olmayan bulaşıcı bir kanser oluşturuyor. Her ne kadar DFTD virüsü, canavarlar için ölümcül olsa da zaman içinde benzer bir durum ortaya çıkabilir.

Kaynak;

Science Mag