Hacettepe Üniversitesi Ekoloji Grubu Topluluğu’nun (EKOG) düzenlediği Dördüncü Hacettepe Biyoloji ve Uygulamaları Kongresi’ne alanında uzman birçok öğretim görevlisi katıldı. EKOG’un düzenlediği etkinlik, 4 Şubat Pazartesi günü saat 09.30’da açılış konuşması ve saygı duruşu ile başladı.
Hacettepe Üniversitesi’ndeki kongrenin temel konuları psikoloji ve biyoloji oldu. Kongreye katılan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikoloji anabilim dalı öğretim görevlisi Prof. Dr. Köksal Alptekin’in konusu “Psikiyatrik Hastalıkların Tedavisinde Sanal Gerçeklik (VR) Uygulamaları” idi. Köksal Alptekin konuşmasına teknolojinin hızla geliştiğini ve yakın gelecekte şu an hayatımızın önemli bir parçası olan cep telefonlarının önemini yitireceğini vurgulayarak başladı. Yakın gelecekte sanal gerçekliğin, tıbbın çok önemli bir parçası olacağını belirten Alptekin, şu anda sanal gerçekliğin hantal dönemde olduğunu ve 5-10 yıl içinde büyük bir gelişme göstererek sanal gerçeklik gözlüklerinin yerini lenslerin alacağını ifade etti. Köksal Alptekin konuşmasına şöyle devam etti:
“Samsung, Apple, Sony gibi markalar sanal gerçeklik gözlükleri üretiyorlar. Buradaki gelişmenin farkındalar ve yatırımlarını da bu yönde yapmayı sürdürüyorlar. Bu gözlüklerin fiyatları şu anda 2 bin ila 3 bin dolar arasında ancak 5-10 yıl içinde daha ucuza kullanacağız. Bugün iletişim teknolojileri kendi altyapısını sanal gerçeklik uygulamaları ile nasıl değiştireceklerinin hazırlığı içinde. Bu hazırlığın içinde olmayan bir iletişim teknolojisi çağın dışında kalacaktır.”

Şizofrenide ‘olmayan seslerin’ yerine müzik
Köksal Alptekin, iletişim teknolojilerindeki bu gelişmelere değindikten sonra psikiyatri alanında sanal gerçekliğin kullanımından bahsetti. Telepsikiyatri kavramının ortaya çıktığından ve zamansal farklılıkların önemi olmaksızın psikiyatrik seansların yapıldığından söz eden Alptekin, hastaların ve hasta yakınlarının aktif şekilde web sitelerini kullanarak birbirleriyle etkileşim kurduklarını söyledi. Alptekin, “Özellikle tanısal değerlendirmelerde uygulamalar gelişiyor. Psikoloji bölümünün en önemli alanlarından biridir bu. Bir takım ruhsal süreçleri, psikiyatrik süreçleri, bilişsel işlevleri tanımak ve bu tanı araçları için teknolojinin kullanılması gündeme geldi. Yine sanal gerçeklik uygulamaları aracılığıyla da bazı psikiyatrik hastalıkların tedavisi yapılıyor.” dedi.
Prof. Dr. Alptekin, psikotik hastalıklara sahip kişilerle yapılan teknolojik tedaviler sonucu bu kişilerin teknoloji kullanımının yüzde 30’lardan yüzde 80’lere ulaştığını belirtti. Bu verilerin Amerika Birleşik Devletleri kaynaklı olduğunu söyleyen Alptekin, yaptığı gözlemlere göre daha genç hastaların ve yakınlarının teknolojiyi daha yaygın olarak kullandıklarını ekledi. Alptekin konuşmasının devamında, şizofrenik hastalar üzerinde teknolojiyi nasıl kullandıkların şu cümlelerle ifade etti: “Şizofreni gibi hastalar olmayan sesler duyabiliyorlar. Bu sesleri bastırmak için bu yöntem kullanılıyor. Hastalar müzik dinliyorlar. Benzer hastalığa sahip kişilerle iletişim kuruyorlar, destek almak ve vermek amacıyla. Bu hastalarda en temel etkenlerden biri toplum içinde iletişim kuramama , diğer kişilerle normal bir sosyal yaşam geliştirememedir. “Şizofreni hastaları da acaba içe dönük kişilerde olduğu gibi sosyal medyayı etkileşim, sosyalleşme amaçlı kullanıyorlar mı” diye yapılmış bir araştırma bu. Gerçekten onlarda da diğer insanlar gibi iletişim kurma amacıyla sosyal medyayı kullandıkları saptandı.”
Sanal gerçeklik ile fobilerini yenebilirsin!
Prof. Dr. Alptekin, “Sanal gerçeklik, gerçek dünyanın bilgisayar kullanılarak taklit edilmiş halidir yani yapay bir ortam yapılıyor. Sanal gerçekliğin en yaygın kullanımları video oyunları, eğitim, tıp, rehabilitasyon, e-ticaret olarak sıralanabilir. Sanal gerçekliğe güzel bir örnek olarak şunu verebiliriz; İsrail’de geliştirilen bir emlakçı programı var. Sanal gerçeklik gözlüğü ile evleri çok daha gerçekçi, 3 boyutlu olarak görme imkanı sunuyor. 9 Eylül Üniversitesi’nde aktif tıp eğitimi var. Bu eğitimlerde bazen maket hastalar kullanılıyor, bazen gerçek. Böyle hasta temelli bir uygulamanın sanal gerçeklik ortamında nasıl uygulandığını şöyle aktarabilirim; rehabilitasyonda, cerrahi operasyonlarda bir cerrah yetiştirilmek üzere daha usta cerrahın yanında ameliyatlarda eğitim alıyor. Psikiyatride ise en yaygın fobilerde ve anksiyete tedavilerinde kullanılıyor. Post travmatik stres bozukluğunda ve sosyal bilişsel işlevleri geliştirmek için kullanılıyor.”
Sanal gerçeklik otizimli çocuklara rehber oluyor
Prof. Dr. Alptekin, “Sanal gerçeklikle uygulanan bir psikolojik tedavi ile normal bir psikolojik tedavi arasındaki farkın olup olmadığı çok merak edilir. İkisinde de belirgin bir iyileşme gözlemleniyor. Ayrıca sanal gerçeklik otizmli çocukların tedavisinde de etkili bir yöntemdir çünkü otizmin en önemli problemi karşısındaki insanın duygularını anlamakta zorlanmaktır. Bu tedavi yönteminde kullanılan gözlük sayesinde çocuk ilişkide olduğu kişinin yüz ifadesinden duygusunu anlayabilmektedir.” dedi. Son olarak ise Alptekin sanal gerçeklik tedavisinin şu anlık tek sorununun taşıt tutmasında olduğu gibi uzun süreli kullanımda baş dönmesi yapması olduğunu ekledi.
Konuşmasını bitiren Prof. Dr. Köksal Alptekin’e Hacettepe EKOG’lu görevli öğrenciler bir teşekkür plaketi takdim etti.
“Sanal gerçeklik ilk olarak havacılıkta kullanıldı”

Konuşmanın ardından bizimle kısa bir röportaj yapmayı kabul eden Prof. Dr. Alptekin’e birkaç soru sorduk.
-Sanal gerçekliği nasıl ifade edersiniz, dayanak noktası nedir?
Bilinen ilk sanal gerçeklik uygulaması askeri havacılıkta uygulanmıştır. Uçuş korkusu olan askerler için 3 boyutlu ve 4 boyutlu simülasyonlar oluşturuldu. Daha sonraları sanal gerçeklik eğitim, tıp ve psikiyatriye aktarıldı. Psikiyatride şizofreni gibi rahatsızlıkların yanı sıra yükseklik korkusu, hayvan korkusu olanlarda da etkin olarak kullanılmaktadır. Ardından da post travmatik stres bozukluğunda kullanıldı. Özellikle askere giden, savaş ortamını yaşayan askerlerin travmasında kullanıldı. Şizofrenide kullanımı son yıllara dayanmaktadır. Bu hastalara yönelik amaç ise farklıdır. Buradaki amaç kişilerin sosyal ilişkilerini geliştirmektir.
-Şizofrenik bir hasta için uygulanan sanal ortam onda aksi bir sonuç doğurabilir mi? Sanal ortamdan çıktığında hiçbir şeyin gerçek olmadığı hissiyle kendini daha kötü hissetme ihtimali var mı?
Şizofrenik hastaların çoğu dışarı çıkmak istemez ve yaşamlarının çoğunu evde geçirirler. Korkmalarına yol açan nedenler vardır. Örneğin dışarıyı güvenli görmezler, takip edildiklerini düşünürler. Sanal gerçeklik ortamında ise korkusunun üstüne gitmesini sağlıyoruz. Toplu taşımaya bindiriyoruz, sosyalleştiriyoruz. Hatta yurt dışında bu uygulamaya psikolog kendisi de katılıyor, birlikte dışarı çıkıyorlar, geziyorlar vb. Sanal gerçeklik ile yapılan psikiyatrik tedavilerde olumsuz bir sonuç çıkmadı henüz.
-Sigaraya yönelik tedavi nasıl oluyor peki?
Sanal gerçeklik ile sigara tedavisinde birkaç araştırma var ama başarılı sonuçlanmamış. Bizim de ekibimizle bu konuda çalışmalarımız var. Bizim laboratuvarımızdaki amacımız kişilerin illa ki sigarayı bırakmaları değil, sigara ile ilgili farklı bir bilinç geliştirmeleri yönünde.
-Tıpta sanal gerçeklikle ilgili tedavi nasıl oluyor? İleride bizi neler bekliyor peki?
Sanal gerçeklik cerrahi operasyonların eğitiminde kullanılıyor. Ama onun dışında başka bir yerde olan bir cerrah ameliyatı bu yöntem ile yapabilecektir. İleride bizi bunların karşılayacağını düşünüyorum. Uç şeyler olarak düşünebilirsiniz ancak sanal gerçeklik gelişmeye devam edecek. Yani bir cerrah ameliyat ortamından çok uzakta olmasına rağmen operasyonu yürütebilecektir. Zaman içinde bunların gerçekleşmesi mümkün.