kayıp mahsul tohumları

Organik tarım iklim değişikliğini kötü etkileyebilir

5 dakikalık içerik

Organik tarım iklim değişikliğini daha da kötü etkileyebilir.

Organik tarım uygulamaları, doğrudan tarımdan kaynaklanan iklim kirliliğini azaltabilir. Aynı miktarda gıda üretmek için daha fazla araziye ihtiyaç duyulmaz ise bu harika olur. Ancak farkı telafi etmek için yeterli yiyecek yetiştirmek üzere daha fazla çayırın veya ormanların tarıma açılması, uygulamaların başlangıçta düşürdüğünden çok daha fazla sera gazına neden olabilir. Bulgular Nature Communications‘te yayımlandı. Çalışmada, İngiltere ve Galler’deki organik gıda üretimine yüzde 100’lük bir kaymanın net sera gazı emisyonlarının sonuçları değerlendirildi.

Bazı araştırmalar, organik tarımın geleneksel uygulamalardan daha fazla iklim kirliliğine yol açtığını bulmuştu. Şimdi yeni yayımlanan bir çalışmada Cranfield Üniversitesi’ndeki (İngiltere) araştırmacılar, tüm İngiltere ve Galler’in bu uygulamalara tamamen geçmesi durumunda ne olacağını analiz ederek soruyu kapsamlı bir şekilde ele aldı. Çalışmaya göre iyi haber, hayvancılıktan elde edilen doğrudan sera gazı emisyonlarının yüzde 5 ve büyüyen mahsullerden elde edilen üretim birimi başına yüzde 20 azalacağı yönünde idi. Kötü haber ise, verimin yüzde 40 civarında düşeceği ve bu yüzden İngilizlerin denizaşırı ülkelerden daha fazla gıda ithal etmeye zorlanması oldu. Burada önemli nokta, eğer toprağın yarısı karbon depolayan çayırların dönüştürülmesiyle tarım için kullanılırsa, toplam sera gazı emisyonu yüzde 21 oranında artacak.

Organik tarım yapanlar, dönüm başına mahsul miktarını artırabilen suni gübre, böcek ilacı ve genetiği değiştirilmiş organizmaların kullanılmasından kaçınır. Bunun yerine organik tarım çiftçileri, hayvan gübresi ve kompost gibi şeylere ve toprak sağlığını iyileştirmek için yıl boyunca farklı bitkilerin yetiştirilmesini içeren ürün rotasyonu gibi uygulamaları kullanır.

Çalışma, bu biyolojik girdilerin, özellikle de güçlü sera gazı azot oksiti içeren azot bazlı suni gübrelere göre daha az emisyon ürettiğini belirtiyor. Buna karşılık, gübre ve daha uzun ürün rotasyonlarının uygulanması toprakta depolanan karbon miktarını artırabilir. (Ürün rotasyonu, kısaca, çeşitli bitkilerin dönemsel olarak sırayla yetiştirilmesidir.)

Çalışmaya göre yüzde 100 organik uygulamalara geçiş, 1,5 kat daha fazla toprak gerektirecek; bu, İngiltere ve Galler’in şu anda gıda için kullandığı denizaşırı ülkelere nazaran yaklaşık beş kat daha fazla toprak demek. Buradaki fark, İngiltere’nin tarım sisteminin, dünyanın diğer bölgelerine kıyasla daha yüksek verim üretmesi gerçeğiyle artıyor.

Çalışma önceki bazı araştırmalardan daha kapsamlı. Örneğin, Nature’da 2012 yılında yapılan bir bir meta-analizde, organik ürün veriminin, belirli mahsul ve uygulamalara bağlı olarak geleneksel tarımdan elde edilen verilere göre yüzde 5 ila yüzde 34 daha düşük olduğu bulunmuştu. Ayrıca, 2017 yılında Nature Communications‘da yayımlanan bir çalışmada ise, organik tarıma geçişin arazi kullanımını yalnızca yüzde 16 ila yüzde 33 artıracağı ileri sürülmüştü. Ancak yeni çalışma İngiltere ve Galler’deki tüm tarım sistemini değerlendirerek, belirli çiftliklerle veya mahsullerle sınırlı olan önceki çalışmalardan ayrılıyor.

Araştırmacılar, suni gübrelerden kaynaklanan emisyonların ve çevre kirliliğinin azaltmanın yollarını bulmamız gerektiğini vurguladı.

Kaynak;

MIT Technology Review