Kutuplar petrol rezervleri

Kutuplarda neden bu kadar petrol bulunuyor?

11 dakikalık içerik

Kutuplar petrol savaşlarının verildiği bölgeler arasında bulunuyor. Petrol denilince akıllara ilk önce Ortadoğu gelse de, kutuplar ciddi oranda petrol kaynaklarına sahip. Uluslararası sözleşmeler, iklim değişikliğinin en çok etkilediği alanlardan olan Arktik bölgede petrol çalışmalarının önünü bir nebze kesiyor. Doğa korumacıların ve sözleşmelerin olmasına karşın birçok petrol şirketi, gözünü Arktik bölgelerdeki petrol kaynaklarına dikmiş durumda.

Tahminler, Kuzey Kutup Dairesi’ne giren kara ve deniz alanının, Dünya rezervlerinin yüzde 13’ünü oluşturduğu düşünülen 90 milyar varil petrole ev sahipliği yaptığını gösteriyor. Ayrıca bölgenin, kullanılmayan küresel gaz kaynaklarının neredeyse dörtte birini içerdiği tahmin ediliyor. Şimdiye kadar bu bölgede bulunan petrolün çoğu karadaydı çünkü karada erişim daha kolay. Fakat artık ülkeler, enerjinin büyük bir kısmının (yüzde 84’ünün) meydana geldiğine inanılan açık denizleri çıkarma yolunda ilerliyor.

Kutuplarda petrol nasıl oluştu?

Kutuplar petrol rezervleri
Görsel; Alistair Fraser

Imperial College London‘dan yerbilimci Alastair Fraser, Live Science’a “Bir haritaya bakarsanız ilk fark edeceğiniz şey, Kuzey Kutbu’nun (Antarktika’nın aksine) kıtalarla çevrili bir okyanus olmasıdır” dedi. Fraser, açıklamalarını sürdürdü: “Birincisi, bu, nihayetinde petrol ve gaz olacağının temelini oluşturan, plankton ve algler gibi ölü deniz canlıları formunda, büyük miktarda organik maddenin bulunduğu anlamına geliyor. İkincisi, kıtaların çevresindeki halka, Kuzey Kutbu Havzası’nın, okyanus alanının yaklaşık yüzde 50’sini oluşturan yüksek oranda kıta kabuğunu içerdiğini gösteriyor. Kıta kabuğu, bölgenin geri kalanını oluşturan okyanus kabuğunun aksine, tipik olarak havza denilen, içinde organik maddelerin bulunduğu derin çöküntüler içerdiği için önemlidir. Burada, şeyl (killi yapraktaşı) içine gömülür ve ‘oksijensiz’ sularda korunur. Yani az miktarda oksijen içerir. Normalde, çok fazla oksijene sahip sığ bir denizde korunmaz. Ancak deniz yeterince derin ise, okyanus tabakalaşacaktır ve tepedeki oksijenli sular tabandaki oksijensiz koşullardan ayrılacaktır.” Bu oksijenden yoksun havzalarda muhafaza edilen madde, gelecekte milyonlarca yıl enerji kaynağı  olmasını sağlayan bileşikleri koruyor.

Dağlar binlerce yıl boyunca aşınırken, kıtalar da büyük nehirler yoluyla denize taşınan zengin bir tortu sağlar. Fraser, bu tortunun organik malzemenin üzerine bindiği havzalara aktığını ve zamanla “rezervuar kaya / petrol rezervuarı” olarak bilinen sert ama gözenekli bir malzeme oluşturduğunu söyledi. Fraser, havzalardaki sedimanların sıcaklığının, her 1 kilometrelik gömüde yaklaşık 30 santigrat derece arttığını söyledi. Bu yoğunlaştırıcı basınç ve ısı altında, organik madde yavaş yavaş petrole dönüşür ve en yüksek sıcaklıklar gazı oluşturur. Bu maddeler batmadıkları için petrol ve gazın çıkarıldığı bir depolama kabı haline gelen gözenekli tortul kaya içindeki boşlukların içine doğru hareket eder. Arktik Okyanusu’nu alışılmadık derecede enerji açısından zengin kılan bu bileşenlerin birleşimidir. Kuzey Kutbu’ndaki petrol ve doğalgazın daha küçük bir yüzdesinin bulunduğu karada ise bu rezervler büyük olasılıkla toprağın denizle kaplı olduğu bir zamanda oluştu.

Kutup şartları herhangi bir sızıntıya karşı müdaheleyi zorlaştırabilir

Ancak, rezervlerin olması, sadece enerji olduğu için çıkarılması gerektiği anlamına gelmiyor. Arktik’in uzaklığı, yoğunluğu, hareketli deniz buzu ve sürüklenen buzdağları, petrol ve gazı güvenli bir şekilde çıkarmak için büyük bir lojistik zorluk oluşturuyor. Herhangi bir sızıntı durumunda halihazırda iklim değişikliğinin etkilediği başlıca bölgelerden olan Kuzey Kutbu, hava koşulları nedeniyle sızıntıyı önlemeye ilişkin çalışmaları zorlaştıracaktır. Bu konuda yorum yapan Fraser, “Gerçekten desteklemiyorum, çünkü endüstri bunu güvenli ve çevre dostu bir şekilde yapacak teknolojiye sahip değil.”  diyor.

ABD enerji şirketlerine Alaska’da toprak kiralamayı planlıyor

ABD yaban hayatı
Foto kaynağı; Garett Rose

Karada bile, Kuzey Kutbu’ndaki petrol ve gaz gelişimini arttırma planları endişe verici biçimde ele alınıyor. Amerika Birleşik Devletleri hükümeti, bu yıl, Alaska’daki Kuzey Kutup Bölgesi Yaban Hayatı Sığınağı‘ndaki enerji şirketlerine toprak kiralama niyetinde olduğunu açıkça belli etti. Çünkü sığınakta petrol bakımından zengin, 1,5 milyon dönümlük (607,000 hektar) bir kıyı ovası bulunuyor. Ancak, bölge, Kuzey Amerika ren geyiği, yüzlerce kuş türü ve kutup ayısı sürüleri barındıran biyolojik çeşitliliğe sahip bir tabiat alanı. Konu hakkında Doğal Kaynakları Koruma Konseyi’nde Alaska Projesi’nin dava vekili Garett Rose, “Amerika’nın son büyük vahşi doğası; ABD’nin ekolojik açıdan en zengin manzaralarından biri” diyerek bölgenin tabiat açısından önemini vurguladı.

Rose, “Sığınma bölgesi, değişime son derece duyarlı, dinamik ve birbirine bağlı bir tabiat” diyerek, ayrıca, ABD hükümetinin Kuzey Kutbu’ndaki Alaska kıyılarını açık deniz sondajına açma girişimindeki son (ama başarısız) girişimi konusunda endişeli olduğunu söyledi. Nitekim, Alaska Sığınağı’ndaki durum, eğer petrol ve doğal gaz çıkarım projeleri ön plana çıkarsa, Kuzey Kutbu’nun diğer bölgelerinde nelerin ortaya çıkabileceğini dair fikir verir. Kimi bilim insanlarına göre en büyük tehdit iklim değişikliği. Çünkü, bu fosil yakıtların çıkarılması demek, daha fazla yakıt kullanımı ve atmosfere daha fazla emisyon salınması anlamına geliyor.

Ülkeler Kutup petrol rezervleri için baskı yapıyor

Fakat, kıta sahanlığının açık deniz yetki alanlarının ötesine geçen kısımlarından fosil yakıtları çıkarmak isteyen ülkeler, Birleşmiş Milletler’in uluslararası anlaşmasına takılıyor. Bu da Arktik bölgelerde petrol çıkarmaya yönelik çalışmaların önünü bir nebze olsun kesiyor. Ancak, yine de Rusya gibi ülkeler Arktik bölgelerden petrol çıkarma konusunda baskılarını sürdürüyor. Örneğin, 2007’de, iki Rus denizaltısı, Arktik Okyanusu’ndaki Lomonosov Sırtı olarak bilinen bir kıta sahanlığına bayraklarını asarak girdi. Kuzey Kutbu Havzası’nın ortasından yükselen bayrak, çevre uluslara net bir mesaj gönderiyordu: “Rusya, su altında bulunan engin petrol ve doğal gaz rezervlerine ulaşmak istiyor!” Rusya’nın bu güç gösterisinin yasal bir ağırlığı yok ama Arktik’in petrol ve doğal gaz depolarında talepte bulunmaya çalışan tek ülke de değil. Amerika Birleşik Devletleri, Norveç, İsveç, Finlandiya ve Çin de Arktik bölgeye gözünü dikmiş durumda.

Kaynak;

Live Science