Kurt (bilimsel adıyla Canis lupus), besin zincirinin en üst basamağında bulunan etçil ve yırtıcı bir türdür. Ülkemizin büyük bir kesiminde yaşayan kurtlar hakkında bilgi almak için Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi’nden yaban hayatı ekoloğu Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Ambarlı ile bir söyleşi yaptık.
Dr. Ambarlı, geçtiğimiz ay Avrupa Yaban Hayatı Araştırmaları dergisinde bir çalışma yayımladı. Dr. Ambarlı, “Kurt-insan çatışmalarının analizi: zararı azaltmak için önlemler” başlıklı çalışmasında, ülkemizdeki insanlar ve kurtlar arasındaki karşılaşmalara değindi;
Yüzyıllardır süren kurt – insan çatışmaları

Elektronik posta üzerinden irtibat kurarak söyleşi yaptığımız Dr. Hüseyin Ambarlı’yla kurtların beslenme ve yaşam alanlarından, insanlarla çatışma nedenlerine kadar birçok konuyu konuştuk…
- Kurt, nasıl bir hayvandır? Nerelerde yaşar, ne ile beslenir, insanlardan kaçar mı?
Dr. Hüseyin Ambarlı: “Kurtlar, etçil memeli takımı içerisindeki köpekgiller ailesinin en büyük türüdür. Geniş alanlarda genelde insanlardan uzakta gezerler ve yüksek uyum kapasitesine sahip, sosyal, birlikte avlanan ve alanlarını genelde diğer kurt sürülerinden korumak için işaretleyen hayvanlardır. Ülkemizde sahil şeridi, kıyı Ege ve şehir merkezleri hariç 500 metre yükseklikten itibaren her yerde bulunma potansiyeli var. Dünyadaki beslenmesi farklı yabani hayvan türlerinden daha çok yaban domuzu ve geyik türlerini içerse de, evcilleştirmenin yapılmaya başladığı Güneydoğu Anadolu bölgesinde 6 bin yıldan bu yana muhtemelen evcil hayvanların daha kolay av olması sebebiyle bunlar ile de beslenmekte. Avrupa’da daha çok geyik, karaca ve yaban domuzu ile beslenirken ülkemizde genel olarak yaban domuzu, evcil hayvanlar ve diğer otçul diyebileceğimiz nadiren geyik, karaca, tavuk, tavşan vb. türler ile beslenebiliyor. Kurtlar genel olarak özellikle ülkemizde çekingen türler arasında yer alır ve çoğunlukla gececil bir türdür.”
Kurtlar çok sayıda koyunu neden boğar?

- Kurt – insan çatışmalarının başlıca sebepleri neler? Kurtların evcil hayvanları yemesi ve sahiplerinin de bundan intikam almaya çalışması mı?
Dr. Hüseyin Ambarlı: “Kurt insan çatışmaları genel olarak eskiden beri doğal kaynakların ortak kullanılmak istenmesinden kaynaklanıyor. Kurt insan çatışmaları aslında üç farklı sebepten dolayı ortaya çıkıyor diyebiliriz; evcil hayvanlara verilen zarar, insana verilen zarar ve kurtlara verilmek istenen zarardan dolayı. İnsana verilen zararın ülkemizde iki ana nedeni, kuduz kurtlar ve evcil hayvanlara verilen zararı ortadan kaldırmak için kurtla karşılaşmasıdır. Bu karşılaşmalar kimi zaman her iki tarafın kimi zamanda sadece bir tarafın yaralanması veya ölmesiyle sonuçlanıyor. İntikam almak dışında sadece zevk için de kurtlara yapılan saldırılar mevcut. Kimi zamanda köpeklerin yaptığı boğmaların kurtlara fatura edilmesinden dolayı da çatışma ortaya çıkmakta.”
- Kurtların bir sürüyü telef ettiğini duyuyoruz ama bu kurtlar bu kadar hayvanı yemiyor sanırım. Sadece boğup bırakıyor mu?
Dr. Hüseyin Ambarlı: “Normalde tabi ki sürü büyüklüğüne göre bu değişebilir ama bir kurt bile birçok koyunu boğabilir özellikle kapalı bir alandaysa. Kimi zaman da koyunlar panikleyip korkudan birbirlerini ezebiliyorlar ve havasızlıktan da boğuluyorlar. Bunların hepsini ilk gün tabi ki yemiyor ancak boğup bırakma aslında yabani hayvanların yaptıkları besinin azaldığı dönem için takviye yapmak için bir tür taktik. Yani kurtlar, özellikle kışın yemek az geldiğinde veya besin kıtlığı başladığında beslenmesini bu şekilde sağlamak istiyor. Yani ‘kana susamış caniler’, ‘öldürmeye programlı’ gibi nitelendirmek aslında doğru değil.”
Kurtları öldürmek yerine önlemler alınmalı

- İnsanlar kurtlardan korunmak mı istiyor yoksa intikam mı alıyor? Bunu nasıl değerlendirirsiniz?
Dr. Hüseyin Ambarlı: “İnsanların kurtlardan korunmak isteyip istemediğini tam olarak anlayamıyorum. Özellikle ülkemizde en basitinden meydana gelen zararın büyük bir kısmı akşamları hayvanların güvenli bir şekilde kapatılabileceği yerlerle giderilebilecekken, deneyimsizlik ya da önemsememek nedeniyle zararların açık ağıllarda göz göre meydana geldiğini görebiliyorum. En basitinden alınması gereken önlemlerden çok azının bile -köpek bulundurmak dahil- alınmadığı görülüyor. Bu da dolaylı olarak ‘kurt gelse de bir şey yapamaz, tüfeğim var’ vs. diyerek umursamamaktan kaynaklı gibi görünüyor. Sonrasında ise kurt kendilerine göre vermesi gerekenden daha fazla zarar verdiği için onu sorumlu tutup avlamaya çalışıyorlar.”
- Kurtlara kuduz nasıl bulaşıyor?
Dr. Hüseyin Ambarlı: “Kuduzun doğal olarak diğer etçil ve hepçillerden karşılaşması sonucu bulaşma yollarına ek olarak özellikle çöplüklerde başıboş köpekler, tilkiler, çakallar ve diğer etçil hayvanlarla gerçekte bir araya geldikleri ve kimi zaman saldırgan davranış gösterdikleri ve aynı leşten beslendikleri için genel olarak bu vahşi çöp depolama alanlarında kuduzun bulaştığını düşünmekteyim.”
Kuduz aşılamalarına önem verilmeli ve çöplüklerin etrafı kapatılmalı

- Kurtların kuduz olmaması için ve haliyle bize bulaştırmaması için ne yapmalıyız?
Dr. Hüseyin Ambarlı: “Özellikle insan etkisiyle kuduz olmasını en aza indirmek için çöplüklerin etrafı kapatılmalı ve hayvansal atıkların veya mangal- piknik alanlarına bıraktığımız atıkların yabani hayvanların ulaşamadığı yerlerde olmasına dikkat etmeliyiz. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan kuduz aşılamasının Doğu illerimizde de yapılmasına devam edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bununla ilgili hali hazırda bir projeleri var ancak kim çalışıyor veya ne kadar ilerleme olduğunu bilmiyorum.”
- Kurtlarla ilgili çalışmalar yeterli mi? Yeterli değil ise başlıca yeterince araştırılmamış konular neler?
Dr. Hüseyin Ambarlı: “Kesinlikle yeterli değil. Henüz diyeti, basit genetiği ve olası habitatları dışında yapılmış oldukça az sayıda çalışma var. Özelikle türün ekolojisine dair izlemeyle ilgili veriler alınmaya başlansa da bunlar yeterli değil. Onun dışında özellikle parazit ve hastalıklarıyla ilgili veteriner çalışmaları oldukça eksik. Ülkemizde telemetri ile izlenen yaklaşık 7-8 tane kurt oldu ancak bunlar farklı bölgelerde olduğu için ekolojileri de gezindikleri alanlar da farklılık gösteriyor. Özellikle temel ekolojik verilerin bilinmesi oldukça önemli.”
Türkiye çevresine göre büyük bir kurt popülasyonuna sahip

- Anadolu’da kurtların nesli tehdit altında mı? Kuzey Amerika’da bir nehir bölgesine kurtların salınmasıyla ekosistemin iyileştiğinin görüldüğü çalışmaya ait video geçtiğimiz yıl popüler olmuştu. Anadolu’da kurtların korunması bizim için önemli midir? Kurt – insan çatışması azaltılabilir mi? Böyle bir çalışma nasıl yürütülebilir?
Dr. Hüseyin Ambarlı: “Türkiye’de kurtların nesli tehlike altında değil hatta Asya’daki ve Avrupa’daki en iyi populasyonlardan birisine sahip, bu da tabi ki Anadolu’daki insanların özellikle bir kısmının yabani hayvanlara olan toleransının veya hoş görüsünün Avrupa’ya göre daha fazla olmasından kaynaklanıyor. Bu şekilde de hayvanlar en azından bazı kırsal alanlarda sığınak yerleri bulabiliyor.
Evet, video oldukça popüler oldu ama o video aslında daha eski bir video ve kurtların anahtar bir tür olduğunu gösteren bu çalışmaya farklı uzmanlardan da itirazlar geldi özellikle dere ve şevlerin (eğimli yüzey) kendini yenilemesiyle ilgili. Ama gene de kurtlar ekosistemin en önemli parçalarından bir tanesidir. Örneğin, kurtların az veya hiç olmadığı batı Avrupa ülkelerinde karaca ve yaban domuzu sayısı yılda binlerce vurulmasına rağmen kontrol edilemiyor. Kurtlar görünmese bile varlıkları otçul hayvanların saklanmasına yetiyor buna ‘avcı korkusu’ (fear of predator) veya ‘korku arazisi’ (landscape of fear) deniyor.
Ülkemizde kurt-insan çatışması çalışmak için oldukça elverişli ancak hem izleme ve takip cihazlarının pahalı olması sebebiyle oldukça da maliyetli. Bu nedenle insanlarla birebir görüşmeler yapmak ve TARSİM bünyesinde bir veritabanı oluşturarak zararın özellikle azaltılması gereken yerlere önem verilerek, köpekler uygun şekilde eğitilerek ve karanlık çökmeye başladıktan sonra en azından hayvanları güvenli bir yerde tutarak ya da en azından etrafını sabit veya seyyar elektroşoklu çitle çevirerek zararadan koruma oldukça iyi bir derecede sağlanabilir. Kurt zararından korunmak için yapılan birçok çalışmanın gösterdiği üzere, kurtlar ve diğer etçiller yüksek uyum yeteneğine sahip hayvanlar oldukları için sürekli aynı korunma yöntemleri yerine en azından iki ay da bir değişen farklı kombinasyonlar kullanmak daha faydalıdır.”