/

Korona Virüste Yeni Varyantlara Karşı 50+ Kişilere Hatırlatma Dozu Şart!

10 dakikalık içerik

Korona virüs salgını süreci devam ederken her geçen gün vaka sayıları artıyor. Birkaç doz aşı söz konusu olmasına rağmen virüs yeni varyantlarla aramızda gezmeye devam ediyor. Bu noktada aşı olmanın kesinlikle gerekli olduğu konusunda uzmanlar uyarıyor. Özellikle güncel korona virüs varyantında 50 yaş ve üzeri kişilerin 4. doz aşılarını olmaları gerekliliği vurgulanıyor.

Konuyla alakalı kişisel twitter hesabından sıklıkla paylaşım yapan Prof. Dr. Derya Unutmaz, aşılar konusunda halkı uyardı. Prof. Dr. Unutmaz 50 yaş üstü bireylerin hatırlatma dozu aşılarını olmaları gerektiğini vurgulayarak, “Ülkemizde 2.hatırlatma covid aşısı tanımlanmış olması önemlidir, bunu tanımak lazımdır” dedi.

Prof. Dr. Derya Unutmaz “Bağışıklık ve Aşılar” Podcastinde Anlattı

Özellikle korona virüs salgın süreci ve Covid-19 aşıları ile ilgili açıklamalar yapmak üzere bir podcast serisine başlayan Prof. Dr. Unutmaz, 15. Temmuz 2022 tarihinde serinin 3. yayınını yaptı. Bu yayında uzmanlık alanı olan bağışıklık sistemi ve aşılar konusunu anlatan Prof. Dr. Unutmaz, “Bağışıklık vücudumuzun ordusudur, savunma mekanizmasıdır” dedi. Çok geniş bir konu olmasına rağmen konudan kısaca bahsetmek istediğini dile getiren Prof. Dr. Unutmaz, “Son zamanlarda yeni başlayan Covid-19 aşısı ikinci hatırlatma dozlarıyla birlikte, bu konuyla ilgili çok sorular geliyor. Bu bakımdan belki bu sorulara biraz cevap olması umuduyla kısa bir bölüm yapıyorum” diye konuştu.

Antikorlardan bahsederek söze başlayan Prof. Dr. Unutmaz, “Antikorları aslında akıllı füzeler olarak da tanımlayabiliriz. Onlar gerçekten birer akıllı füze gibi virüslerin veya bakterilerin yüzeyindeki kısımlara bağlanarak, bunların vücudun içine girmesini önleyebiliyorlar. Aynı zamanda da bu antikorların uç kısımları çok spesifiktir. Örneğin virüsün yüzeyinde başak proteini dediğimiz anahtar kısımları var. Bu anahtarlara karşı geliştirilen antikorlar sadece bu virüsün başak proteinine bağlanabiliyorlar. Bu sayede virüsün hücrenin içine girmesini önlemiş oluyoruz” diye anlattı.

Antikorlar ve T Hücreleri Nasıl Çalışır?

Antikorların aslında virüsleri hem vücuda girerken sınırlarda durdurabilme, hem de hücrenin içine girip üremiş virüslerin diğer hücrelere yayılmasını önleme işlevi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Unutmaz, “Bu işlem başarısız olursa bağışıklığın diğer kuvvetleri, özellikle T hücresi dediğimiz askerler işin içine giriyor. T hücresinin görevi de antikorların durduramadığı, enfekte olan hücreleri yok etmek. Bu durum olmaya başladığında bireyde semptomlar oluşmaya başlıyor. Boğaz ağrısı, ateş, halsizlik ve yorgunluk gibi semptomlar başlıyor. Bütün bunlar o bölgede bir savaşın başladığını gösteriyor. Eğer bu antikorlar virüsü tamamen durdurmayı başarabilirlerse, bu semptomları hissetmiyorsunuz. Çünkü virüsün üreyecek bir zamanı olmuyor” dedi.

Yeni Varyantlarda Hasta Olsanız Bile Aşı İle Üretilen Antikor Sizi Koruyabilir

Asıl sorunun korona virüs salgını sürecinde virüsün sürekli olarak değişmesi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Unutmaz, “Omikron ve yeni varyantlarda virüs değişiyor. Aslında antikorlar hala bağlanabilir durumda, ancak virüsün her tarafına bağlanamayabiliyorlar. Bu durum da virüsün hücrelerin içine girmesini biraz daha kolaylaştırıyor” şeklinde konuştu.

Böyle bir durumda virüsün hücre içine girebilmesi nedeniyle aşı olmuş kimselerin de yeniden, yeni varyantlarla enfekte olabildiğini söyleyen Prof. Dr. Unutmaz, “Fakat yine de sizin vücudunuz hazırlıklı olduğu için, gelen virüsün bir korona virüs olduğunu bildiği için, T hücreleri askerleri hemen harekete geçiyor. Virüs ve aşının etkisi gittiği zaman antikorlar çalışmıyor. Virüs saldırınca hem eski hem yeni antikor üretimine geçiliyor. Birkaç gün gecikmeli olsa da virüs önlenebiliyor” diye konuştu.

Ancak daha önce hiç aşı olmamış, korona virüs hastalığı geçirmemiş, antikorsuz kişilerin risk altında olduğunu belirten Prof. Dr. Unutmaz, “Hiç eğitimli bir hücreniz yoksa o zaman virüs daha hızlı üreyebilir. Bağışıklığınız da kuvvetli değilse sizi ağır hasta edebilir, milyonlarca kişide şahit olduğumuz gibi de kişinin hayatını kaybetmesine sebebiyet verebilir. Aşılar işte bunları önlüyor” dedi.

Hatırlatma Dozu Konusunda Yaş Faktörü Önemli Bir Faktör

Prof. Dr. Unutmaz, 2-3 doz aşı olunmasının ve bazı yaş gruplarında hatırlatma dozlarına ihtiyaç duyulmasının sebebini anlatırken şunları söyledi, “Bunun iki sebebi var. Birincisi; virüsün mutasyona geçmesiyle yeni dozlar plazma fabrikalarını biraz daha geliştirdi. Bunlar biraz daha farklı antikorlar üretmeye başladılar. İkinci önemli konu da; bu fabrikaların hafızasının da ilerliyor. Çünkü bir süre sonra diyelim ki hiç virüsle karşılaşmadınız, aşıyı da 1-3 ya da 5 yıl önce oldunuz. Bağışıklık sistemi bu fabrikayı kullanmadığı takdirde onu ortadan kaldırabilir. Bu T hücrelerinin işi bittiği için, onlara ihtiyaç olmadığından sistemden çıkarabilir. Bu hücreler uzun yıllar vücutta tutulabilir de, kaldırılabilir de. Vücutta kalma süresi bağışıklık sisteminin ne kadar genç olduğuna bağlıdır”.

Yaş faktörünün önemli bir faktör olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Unutmaz, “İnsan yaşı ilerledikçe hem bağışıklık, hem yeni fabrikaların oluşturulması, hem de T hücrelerinin eğitilmesi gittikçe zorlaşır. İnsan yaşlandıkça bağışıklık da yaşlanır. Daha sık hatırlatma yapmak gerekebilir. İşte bu yüzden yaşlı olan kişilere, 60-70 yaş üzeri kişilere 3. Doz, 4. Doz belki 5. Doz aşı gerekebilir” şeklinde konuştu.

Podcast: https://www.youtube.com/watch?v=sHRd35FRGfM