Kolay matematik öğrenmek için yeni bir yöntem geliştirildi

7 dakikalık içerik

Küçük yaşlarda kolay matematik nasıl öğrenilir?

Kolay matematik öğrenmek hemen hemen her öğrencinin istediği bir şeydir. Bilim insanları ilkokulda matematik öğrenimini teşvik etmek için bir model geliştirdi. ACE-ArithmEcole adlı program, ilkokul çağındaki çocukların sezgilerini aşmasına yardımcı olmak ve bunun yerine aritmetik ilkelerin kullanımını desteklemek için geliştirildi. Böylece, matematik daha kolay öğrenilebilecek.

Yeni yöntemi uygulayan öğrencilerin yarısından fazlası (yüzde 50,5), standart dersi takip eden öğrencilere kıyasla ( yüzde 29,8) zor problemleri çözebildi.

6 – 7 yaşından itibaren çocuklar, toplama ve çıkarma işlemleri içeren matematiksel problemlerle karşı karşıya kalır. Çocuklar doğal olarak çözüme ulaşmak için zihinsel benzetmelere (simülasyonlara) başvuruyor. Ancak sorunlar karmaşık hale geldiğinde bu yöntem işlevsiz kalıyor.

Çocuklar sezgiler yerine aritmetik yöntemlere başvurmaya teşvik ediliyor

Yeni geliştirilen kolay matematik öğrenme yöntemi, çocuklar sezgiler yerine aritmetik yöntemlere başvurmaya teşvik ediyor. UNIGE Psikoloji ve Eğitim Fakültesi‘nde (FPSE) araştırmacı Katarina Gvozdic ve ekibi, yeni bir yöntem geliştirdi. Semantik (anlamsal) yeniden kodlamaya dayanan bu yaklaşım, öğrencileri erken yaşlarda aritmetik konusunda bilgi edinmeye teşvik ediyor. Standart aritmetik müfredatın yerine geçen ACE-ArithmEcole yöntemi ilkokul aritmetik dersinde uygulandı.

UNIGE ekibi, Fransa’da öğretim yılının sonunda (ilkokulun ikinci sınıfı) 6-7 yaş arası on çocuk sınıfını değerlendirdi. Kontrol sınıfları olarak bilinen beş sınıfta, öğretmenler matematiği geleneksel bir şekilde öğretmişlerdir. Diğer beş sınıfta, öğrencileri soyutlamaya yönlendiren ACE-ArithmEcole yöntemini uygulamışlardır.

UNIGE’deki FPSE Eğitim Bölümü profesörü Emmanuel Sander, “Öğrencilere semantik yeniden kodlama uygulamalarını sağlamak için, onlara hat diyagramları ve kutu grafiği gibi farklı araçlar sağladık.” dedi.

Çıkarma işlemi bir kayıptan geriye kalan değil bir farkın hesaplanması olarak görülmeli

Kolay matematik yönteminin temel fikri; Ali’nin 22 misketi var, 18’ini kaybetti, kaç misket kaldı? Öğrenciler öncelikle, çıkarma işleminin her zaman bir kayıptan sonra geriye kalanlar için yapılan bir araştırma olduğu fikrini bırakmalıdır. Bunun yerine, öğrenciler, çıkarma işlemini bir farkın hesaplanması veya ölçülmesi gereken bir mesafe olarak görmeli. Sander, “Her şey öğrencilere bu durumu nasıl yeniden kodlayacaklarını göstermekle ilgili.” diyor.

Kolay matematik uygulamasına dayanan bir yıllık öğretimden sonra, UNIGE araştırmacıları, öğrencilerin üç ana kategoriye ayrılmış problemleri çözmelerini isteyerek değerlendirme yaptı: toplama (7 mavi misket ve 4 kırmızı misket var, toplamda kaç tane var?), karşılaştırma (7 gül ve 11 papatyadan oluşan bir buketim var, güllerden daha fazla papatyam mı var?) ve değişim problemleri (4 Euro’m vardı ve biraz daha kazandım. Şimdi 11 Euro’m var. Ne kadar kazandım?).

Bu kategorilerin her birinde, zihinsel olarak temsil edilmesi ve informal stratejiler kullanarak çözülmesi kolay bazı problemler bulunuyordu. Ayrıca, zihinsel olarak simüle edilmesi zor olan ve aritmetik ilkelere başvurulması gereken problemler de vardı. Testlerin sonunda araştırmacılar yadsınamaz sonuçlar gözlemledi.

ACE-ArithmEcole yöntemiyle matematiksel problemleri çözmeyi öğrenen öğrenciler arasında yüzde 63.4’ü zihinsel olarak simüle edilmesi kolay problemlere doğru cevaplar verdi. Öğrencilerin yüzde 50.5’i daha karmaşık problemlere de bu yöntemle cevap buldu. Gvozdic, “Buna karşılık, standart müfredattaki öğrencilerin sadece yüzde 42.2’si basit problemleri çözebildi ve sadece yüzde 29.8’i karmaşık problemleri doğru cevapladı.” dedi.

Ekip, çalışmanın makalesinde öğrenciler için, “Kendilerine sunulan temsil araçları ve sınıfta başvurdukları etkinlikler sayesinde öğrenciler kendilerini informal zihinsel simülasyonlardan ayırmayı ve neden olduğu tuzaklardan kaçınmayı öğrendiler.” açıklamasını yaptı.

Kolay matematik yönteminin sonuçları umut vericiydi; soyutlamayı teşvik etmek ve zihinsel simülasyonlardan kurtulmak için bir temel sağlayabilir. Araştırma ekibi, bu yöntemi çarpma ve bölmeyi de içeren daha yüksek sınıflara uyarlamak istiyor. Dahası yöntem, sezgisel kavramların engel teşkil ettiği bilim ve dilbilgisi gibi diğer alanlarda da uygulanabilir. Amaç, okullarda yaygın kullanıma semantik yeniden kodlama koymak ve öğretim yöntemlerine daha fazla dahil etmek olarak açıklandı.

Kaynak;

Science Daily