Türkiye’de 2017 yılında gerçekleşen seçimde seçmenler, mevcut Türkiye Anayasası’nın 18. maddesi üzerindeki değişiklikleri oylamıştı. Geçtiğimiz günlerde Forensic Analysis of Turkish Elections in 2017–2018 makalesinde referandumda hile olduğu iddiası gündeme geldi. Elmas: “Net delil yok” Forensic Analysis of Turkish Elections in 2017-2018…
Detoks ürünleri, aslında psikolojik pehriz mi?…
Detoks ilgi çekici ve sanki sağlıklı yaşamın formülünü tek başına barındıran bir kelime olarak hayatımızdaki yerini koruyor. Özellikle “sağlıklı yaşam” endüstrisi bu kavramı severek kullanıyor. Aslında karaciğeriniz, böbrekleriniz, cildiniz ve diğer organlarınız ihtiyacınız olan detoksifikasyonu zaten yapmakta. Ancak “sağlıklı yaşam” ürünü pazarlamacıları öyle bir durum varmış gibi gösteriyorlar ki sanki bu detoksifikasyon ürünlerini kullanmazsanız hastalanacakmışsınız gibi bir algı yaratıyorlar. Detoks yeşili! Pek çok mağazanın raflarında tabletler, çözeltiler, çaylar, yüz maskeleri, banyo tuzları, saç fırçaları, şampuanlar, vücut jelleri ve içecekler gibi pek çok ürün bulunuyor. Bununla da bitmiyor tabiki detoks için yoga, lüks kaçamaklar, masajlar ve seansları içeren pek çok uygulama…
Aslında “Otofaji”: Nobel ödülleriyle dolu bir geçmiş!
Otofaji, orjinal hali ile autophagy latince auto-kendi ve phagein-yemek kelimelerinden oluşan birleşik bir kelimedir. Otofaji, 1960’lı yıllarda hücrenin kendi içindeki materyalleri kapalı membranlar içinde lizozomun yardımıyla yıkmasından yola çıkarak inşa edilen bir yaklaşımdır. 1990’da Yoshinori Ohsumi’nin zekice tasarladığı bir dizi deneye kadar çalışılması zor bir konu olarak beklemiş olması Ohsumi için önemli bir fırsat yaratmıştır. Çalışmalarında Ohsumi mayalarda bu süreç için gerekli genleri belirlemiş ve yine mayalarda otofajinin temel mekanizmasını ortaya çıkarmıştır. Bunun yanı sıra benzeri mekanizmaları insan hücrelerinde de göstermiştir. Ohsumi’nin bulguları hücrenin içeriğini nasıl dönüştürdüğünü anlamamız için yeni bir yaklaşım sağlıyor. Enfeksiyonlara karşı gelişen reaksiyonlardan açlık durumuna karşı geliştirilen tepkiye…
İki kadın, bir erkek ve bir bebek!
Geçtiğimiz günlerde annesi, babası ve donorünün DNA’sına sahip üç ebeveyni olan ve ilk bebek doğdu. Özellikle “Ebeveynlik” kavramı üzerinden tartışmalara da sebep olan bu üç ebeveynli bebek (A.H.) ilk ancak görünen o ki son bebek olmayacak. 1990’larda mitokondri aşılama çalışmalarıyla üç ebeveynli bebek denenmişti. Ancak başarılı olamayan ve genetik sorunlara sahip embroyoların geliştiği bu çalışmada geliştirilen yöntemlerin insanlarda kullanılması FDA tarafından onaylanmamıştı. New Scientist‘in raporuna göre A.H.’nin ebeveynleri Ürdün’den ve bu çiftin başarısız gebelik ve taşıyıcı anne deneyimleri bulunuyor. Bunun sebebi de A.H.’nin annesinin Leigh’s Sendromu taşıyıcısı olması. Leigh’s sendromu küçük bebeklerde gelişim bozukluğuna sebep olan bir hastalık. Mitokondri dediğimiz…