Taciz mağdurları, başından geçen olayları #MeToo hareketiyle geniş kitlelere aktarıyor. 2017 yılından beri New York Times başta olmak üzere birçok medya kuruluşu, kampanyaya destek veriyor. Yaşadığı taciz olaylarını aktaran insanlar, tabuları yıkmaya çalışırken aynı durumdaki insanlara da moral veriyor.Genel görüş, konuyu aydınlatmanın ve sorumluları cezalandırmanın caydırıcı bir etkisi olacağı yönündeydi. Houston Üniversitesi'nde profesör Leanne Atwater, bu noktada farklı düşünüyor.2018'in başlarında Houston Üniversitesi'nden Atwater'ın araştırma ekibi, bir anket düzenlemeye koyuldu. Biri erkekler, diğeri kadınlar için olmak üzere iki anket oluşturdular. Anketi endüstri sektöründe çalışan 152 erkek ve 303 kadında uyguladılar. İlk önce araştırmacılar, erkeklerin ve kadınların cinsel tacizin neyi oluşturduğu konusunda farklı görüşlere sahip olup olmadığını anlamaya çalıştı. Taciz konusunu suçlayan erkekler, kadınların, onların davranışlarını nasıl algıladıklarına anlam veremediğine değiniyordu. Böyle düşünen erkekler, kadınların fazla hassas olduğunu iddia etti.

Erkeklerin yüzde 5'i taciz ettiğini itiraf etti

Anketler 19 davranışı tanımladı ve insanlara tacizde bulunup bulunmadığını sordu. Anket, "hayır" cevabına rağmen bir kadın astına teklifte bulunmayı sürdürmek, e-posta üzerinden kadın astlara cinsel şakalar göndermek ve bir kadın astının görünüşü hakkında yorum yapmak gibi örnekleri tanımladı. İki cinsiyet de genel olarak bu tanımlamaların anlamlarında hemfikirdi. Ankette aslında birçok erkeğin taciz eylemlerini yaftalamakta daha çok olasılığı kabul ettiği görüldü. Kimi erkekler ise kadınların olayları abarttığını, yanlış algıladıklarını öne sürdü. Atwater, kadınların tacizi tanımlamakta daha yumuşak davrandığını dile getirdi.Anketin bir başka bölümünde araştırmacılar, işyerinde taciz olaylarını araştırdı. Kadınların yüzde 63'ü taciz edildiğini, yüzde 33'ünün ise birden fazla kez taciz edildiğini bildirdi. Araştırma çarpıcı bir sonucu gösteriyordu; Bir kadının yaşı, idarecinin cinsiyeti, kadının rolünün mavi yakalı mı yoksa beyaz yakalı mı olduğu, evli olup olmadığı gibi durumlar tacize uğramış olma olasılığı üzerinde hiçbir etkisi yoktu. Taciz gören kadınların sadece yüzde 20'si olayları aktardı. Taciz olayını anlatmayan kadınlar, caydırıcı fonksiyonların olmamasından korktuklarını ve sorun çıkaranların etiketleneceğini düşünüyordu. Erkeklerin yüzde 5'i bir meslektaşını taciz ettiğini itiraf etti ve yüzde 20'si "belki" seçeneğini kullandı.

Kadınlar artık taciz olaylarını anlatmaya daha az çekiniyor

Katılımcılar #MeToo hareketinin bazı olumlu etkilerini görmeyi beklediklerini söyledi. Örneğin, kadınların yüzde 74'ü artık yaşadıkları taciz olaylarını anlatmaktan çekinmeyeceklerini söyledi. Erkeklerin yüzde 77'si ise potansiyel olarak uygunsuz davranışları sergilemede daha dikkatli olacaklarını aktardı.Ancak dikkat çeken başka sonuçlar daha vardı; hem erkeklerin hem de kadınların yüzde 10'undan fazlası, çekici olan kadınları işe almada daha az istekli olduklarını söyledi. Erkeklerin yüzde 22'si ve kadınların yüzde 44'ü, kadınların iş sonrası sosyal etkileşimlerden dışlanmasını daha uygun gördü. Her üç erkekten biri ise, bir kadınla birebir görüşme yapmak konusunda isteksiz olduğunu ifade etti.Kadınların yüzde 56'sı, erkeklerin taciz etmeye devam edeceğini ancak yakalanmamak için daha fazla önlem almalarını beklediğini aktardı. Erkeklerin yüzde 58'i, erkeklerin haksız yere suçlanmaktan korktuklarını düşünüyor.

Erkekler kadınlara karşı cinsiyetçi davranışları sürdürüyor

Veriler #MeToo hareketi geniş kitlelere yayıldıktan hemen sonra toplandığından ve çoğu beklentilere odaklanıldığından, araştırmacılar 2019 yılının başlarında farklı kişilerle bir anket daha yaptı. Ankete göre, erkeklerin yüzde 19'u çekici kadınları işe almak konusunda isteksiz olduğunu, yüzde 21'i kadın-erkek etkileşiminin çok olduğu işler için kadınlarla çalışmak istemediğini, yüzde 27'si kadın meslektaşları ile birebir görüşmelerden kaçındığını söyledi.Araştırmacılar, davranışların bazılarının Mike Pence kuralı denilen şeylerin tezahürleri olduğunu söylüyor; ABD başkan yardımcısı, eşi yanında yokken kadın meslektaşlarıyla yemek yemeyi reddediyor.Araştırmacılar, tacizi azaltmak isteyen kuruluşlar için önleme eğitimi de içeren çeşitli önerilerde bulunuyor. Araştırmacılar, şirketlere, çalışanlara cinsiyetçilik ve karakter konusunda eğitimler vermeyi öneriyor. Çünkü veriler yüksek düzeyde cinsiyetçilik sergileyen çalışanların olumsuz davranışlarda bulunma ihtimalinin daha yüksek olduğunu gösteriyor. Ekip, eğitimlerle cinsiyetçilik içeren davranışların azaltılabileceğine inanıyor.Kaynak;Harvard Business Review