Biyoloji- Sayfa 2

///

Denizyıldızları Türk Kıyılarını Tehdit Ediyor!

Atlantik denizyıldızları Türk denizlerinde tehlikeli olacak şekilde yayılıyor. Deniz biyoçeşitliliğini tehdit eden Atlantik denizyıldızlarıyla mücadele projesi başlatıldı. United Nations Development Programme (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) deniz kabuklarının korunması için Atlantis denizyıldızlarının kontrolsüz çoğalması nedeniyle kıyı toplumlarıyla seferberlik başlattı.
Bilim insanları Atlantik denizyıldızlarının Akdeniz,…

Yaban Eşeği İlk Tam Genomu Yayımlandı

//

Soyu tükenmiş yaban eşeği genomu, ilk defa yayımlandı. Çalışma “Soyu tükenmiş Avrupa yaban eşeğinin ( Equus hemionus hidruntinus ) ilk tam genomu” başlıklı bir makale ile biorxiv.org’da okuyucusuna sunuldu.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden biyolog Mustafa Özkan, doktora tez çalışmasının ilk makalesinin yayımlandığını duyurarak, “Bu çalışmada Anadolu’nun soyu tükenmiş yaban eşeklerinin tüm genomu ilk kez yayınlanıyor” dedi.
Karmaşık Fenotipik Özellikleri Bulunan Bu Türün Yeri Tam Olarak Anlaşılamamıştı
Yaban eşekleri ile ilgili yaptığı bu genom çalışmasından bahseden Özkan, “Bu türün (Equus hemionus hydruntinus) ilginç bir geçmişi var. 20. yüzyılın başında kalıntıları keşfedilmiş ancak karmaşık fenotipik özelliklerinden ötürü atgil filogenetik ağacındaki yeri tam olarak anlaşılamamış” diye …

Gebelikte Sabah Bulantılarının Nedeni Bulundu!

////

Kadınların gebelik sürecinde en şikayetçi olduğu durumlardan biri de sabah bulantılarıdır. Geçtiğimiz günlerde bilim insanları gebelikte sabah bulantılarının neden olduğuna dair bilimsel bir makale yayımladı.

Kadınların gebelik sırasında hayatını doğrudan olumsuz etkileyen, halk arasında bebeğin büyümesiyle ilişkilendirilen sabah bulantıları ve kusmanın nedeni araştırıldı. Araştırmacılar, GDF15 denilen bir hormonun anne hayatını riske atabilecek bulantı ve kusmalara neden olabileceğini saptadı.
Makalede insan gebeliğinde şiddetli ve bazen hayatı riske atabilen bulantı ve kusmaların neden olduğu incelendi. Araştırmacılara göre arka beyinde kusturmaya neden olan “Büyüme Farklılaşma Faktörü-15” yani (GDF15) hormonu plasentada yüksek oranda eksprese ediliyor ve anne karnındaki GDF15 oranı hızla yükseliyor. Açıklamalara göre annede bulunan …

Yapay Et Nedir? Dünya Et Sektörü Yapay Ete Mi Evriliyor?

///////

Son zamanlarda hakkında birçok varsayım ve komplo teori geliştirilen bir konu: Yapay Et.
Peki yapay et nedir? Sanıldığı gibi kanser riskini artırabilir mi? Dünya yapay ete ne kadar hazır? Hepsi ve daha fazlasını sizler için derledik.
Yapay Et Nedir?
Yapay et isminden de anlaşılabileceği üzere laboratuvar ortamında hayvan hücreleri ve doku örnekleriyle üretilen bir et türüdür.  Yapay et, gelenekselden uzak olmasından dolayı “hücre bazlı et” veya “kültür eti” olarak isimlendirilir. Gerçek et savunucuları ve et üreticileri yapay ete “Kültür dokusu” ismini verirken, aktivist derneklere göre “temiz et” uygun kavram.

Yapay Et Nasıl Üretiliyor?
Yapay etleri üretmek için laboratuvar ortamında üretilmek istenilen et türü …

Pusula Denizanası Marmara Denizi’ni Sardı

//

Marmara Denizi’nde en bilinen denizanası türlerinden “pusula denizanası” görüldü. Akdeniz’de sıklıkla görüldüğü bilinen bu tür, Marmara Denizi’nde daha önce hiç bu kadar çok görülmemişti.
Pusula Denizanası bilimsel adıyla “Chrysaora Hysoscella”, “Kuzey Denizi ve Akdeniz de dâhil olmak üzere kuzeydoğu Atlantik Okyanusu’nun ılıman bölgelerindeki kıyı sularında yaşayan yaygın bir denizanası türü” olarak tanımlanıyor. Deniz Biyoloğu Mert Gökalp ve ekibi, Marmara Denizi’nin derinliklerinde yaptığı incelemelerde çok sayıda pusula denizanasıyla karşılaştı.
Bu görüntüler sosyal medyada paylaşılınca Türkiye’nin dört bir yanındaki denizlerde de bu canlı görüntülendi ve paylaşıldı.
“Bu Kadar Yoğun Olmalarını Beklemiyorduk”

Pusula denizanasının sualtından ilk görüntüsünü şahsi Instagram hesabından paylaşan deniz biyoloğu Gökalp, “Sudakizler-Masmavi Prens Adası …

İki Erkek Fare Çocuk Sahibi Olabilir Mi?

//

Araştırmacılar iki erkek fare üzerinde biyolojik olarak çocuk sahibi olabilecekleri ilginç bir çalışma ortaya koydu. 15 Mart 2023 tarihinde Nature’da online olarak yayınlanan makalede çalışmanın çarpıcı detayları yer alıyor.
İki Erkek Fare İle Biyolojik Olarak Çocuk Üretilebilen Böyle Bir Çalışma İlk Kez Yapıldı
Söz konusu çalışmada bilim insanları biyolojik olarak erkek olan iki ebeveyne sahip fareler üretmek için bir kök hücre içindeki kromozomları manipüle ettiler. Japonya’daki Osaka Üniversitesi’nden kök hücre biyoloğu Dr. Katsuhiko Hayashi ve ekibi çalışmayı gerçekleştirdi. Ayrıca bu tür bir çalışmayı hayata geçiren ilk kişiler oldukları biliniyor.
Ekip, yetişkin bir erkek fareden alınan kök hücreyi yumurta hücresine dönüştürdü. Çalışmanın açıklanan teknikleri, …

Buz Tabakası Mikroorganizmalarla Doluymuş!

///

Grönland buz tabakası, hem yüzeyinde hem de altında yaşamla dolup taşıyor. Yakın zamana kadar bilimin varlığından haberdar olmadığı mikroskobik organizmalar bu tabakalarda yaşamını sürdürüyor. Yapılan araştırmalar, minik canlıların buzu renklendirdiğine ve daha hızlı erimesini sağladığına dair kanıtlar bile içeriyor.

Buzulların Yaşamla Dolu Olduğu Keşfedildi
Buzulların yoğun olduğu bu bölgelerde bitki yaşamıyor, az sayıda hayvan bulunuyor ve insanlar da buralara nadiren geliyorlar. Grönland’daki büyük buzullar uzun zamandır buz çölleri olarak algılanıyor. Yaşam koşullarının son derece sert olduğu devasa buz tabakaları, şimdilerde daha farklı yorumlanmaya başlandı. Yapılan son araştırmalar, buzullarda düşündüğümüzden çok daha fazla yaşam olduğunu gösterdi.
Aarhus Üniversitesi Çevre Bilimleri Bölümü’nden Profesör Alexandre Anesio …

‘Snowball Earth’ Sürecinde İlkel Yaşam Nasıl Hayatta Kaldı? Bilim İnsanları Açıkladı

////

720 milyondan 635 milyon yıl öncesine kadar süren Kriyojeniyen Dönemi, üzerinde yaşadığımız gezegenin buzul çağını yaşadığı bir süreç olarak biliniyor. O dönemde Dünya iki kez kontrolden çıkmış buzullarla donmuş, uzaydan parlak bir beyaz kartopu şeklinde görünmeye başlamıştı. Bu sert hava koşullarına rağmen “Kartopu Dünya/ Snowball Earth” adı verilen bu süreçte, Dünya üzerinde yaşam devam etmişti ve bu kartopu dönemlerinden sonra biyoçeşitlilik kendini göstermişti. Günümüzde yapılan yeni bir çalışma, zor koşullara rağmen devam eden bu yaşamı açıklamayı hedefliyor.
Deniz Yosunu Olarak Tanımlanan Fosiller Sayesinde Keşfedildi
Bilim insanlarının salı günü yaptığı açıklamada, Çin’in merkezindeki Hubei Eyaletinde siyah şeyllerde keşfedilen ve deniz yosunu olarak tanımlanan …

Bakteriyel Direnç Uyandırmayan Antibiyotik Geliştirildi

//

Geçtiğimiz günlerde “Bakteriyel direnci uyandırmayan geniş spektrumlu sentetik bir antibiyotik” başlıklı makale yayınlandı. Bakteriyel direncin halk sağlığı için fazlaca tehdit oluşturduğu günümüzde, bilim insanları konuya dair araştırmalara başladı. Yeni bir antibiyotik türü bu probleme çözüm olabilir.
Çalışmada antimikrobiyal direncin (AMR) halk sağlığı için kritik bir tehdit oluşturduğu söylenerek, “Bu durum düşük ve orta gelirli ülkelerdeki kişilerin sağlığını ve refahını orantısız bir şekilde etkiler. Amacımız, AMR enfeksiyonlarını etkili bir şekilde tedavi eden, yapıları mevcut ve beklenen hasta ihtiyaçlarını karşılamak üzere kolayca değiştirilebilen, konjuge oligoelektrolitler (COE’ler) olarak adlandırılan sentetik antimikrobiyalleri belirlemektir” ifadeleri yer aldı.
Enfekte Olmuş Fareler Tedavi Oldu Ve Bakteriyel Direnç Uyanmadı
Çalışmada COE …

Nesli Tükenmiş Dodo Kuşu Geri Getirilebilir Mi?

///

Geçtiğimiz hafta bir biyoteknoloji şirketi, dodoyu geri getirmek için cesur bir girişimde bulunduğunu duyurdu. On yedinci yüzyılın sonlarında Hint Okyanusu’ndaki Mauritius adasında nesli tükenen Dodo kuşları, insanların doğal yaşam üzerindeki olumsuz etkisinin kurbanı olmuştu.
Şirket Bu Çalışma İçin Büyük Yatırım Aldı
Merkezi Dallas, Teksas’ta bulunan Colossal Biosciences şirketi, 225 milyon ABD doları yatırım aldı. Şirket daha önce Avustralyalı bir keseli hayvan olan Thylacine (Tazmanya Canavarı)’lerin neslinin tükenmesini önleme ve yünlü mamut özelliklerine sahip filler yaratma planlarını duyurdu. Colossal’ın bu planları genom düzenleme, kök hücre biyolojisi ve hayvancılıktaki büyük ilerlemelere bağlı görünüyor.
New York, Aurora’daki Wells College’da hücre ve moleküler üreme fizyoloğu olan Thomas …

Probiyotik S. aureus ‘u Engelliyor

/

Probiyotik S. aureus enfeksiyonları için önemli olabilir. Antibiyotiğe dirençli bakteriler önemli bir halk sağlığı tehdidi haline geldi. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en ölümcül bu tür, patojen Staphylococcus aureus olarak biliniyor. Bakteriler kana, akciğerlere, kemiğe veya derinin alt katmanlarına girdiğinde ciddi ve hatta ölümcül enfeksiyonlar meydana gelebiliyor.
Ancak S. aureus burunda, cilt yüzeyinde ve bağırsakta da zarar vermeden yaşayabiliyor. Çoğu S. aureus enfeksiyonu, popülasyonun dörtte biri ila üçte biri arasında görülebilen bu semptomsuz kolonizasyon şeklinde başlıyor. Probiyotik ile S. aureus dekolonizasyonu (semptomsuz bakterileri ortadan kaldırmak) zararlı S. aureus enfeksiyonlarını önleyebilir.
 Probiyotik S. aureus ilişkisi: Bağırsak Kolonizasyonu, Oral Antibiyotik Gerektiriyor
Önceki dekolonizasyon stratejileri, burundan veya deriden S. aureus‘tan …