Araştırmacılar iki erkek fare üzerinde biyolojik olarak çocuk sahibi olabilecekleri ilginç bir çalışma ortaya koydu. 15 Mart 2023 tarihinde Nature’da online olarak yayınlanan makalede çalışmanın çarpıcı detayları yer alıyor. İki Erkek Fare İle Biyolojik Olarak Çocuk Üretilebilen Böyle Bir Çalışma İlk Kez…
İki Erkek Fare Çocuk Sahibi Olabilir Mi?
Araştırmacılar iki erkek fare üzerinde biyolojik olarak çocuk sahibi olabilecekleri ilginç bir çalışma ortaya koydu. 15 Mart 2023 tarihinde Nature’da online olarak yayınlanan makalede çalışmanın çarpıcı detayları yer alıyor. İki Erkek Fare İle Biyolojik Olarak Çocuk Üretilebilen Böyle Bir Çalışma İlk Kez Yapıldı Söz konusu çalışmada bilim insanları biyolojik olarak erkek olan iki ebeveyne sahip fareler üretmek için bir kök hücre içindeki kromozomları manipüle ettiler. Japonya’daki Osaka Üniversitesi’nden kök hücre biyoloğu Dr. Katsuhiko Hayashi ve ekibi çalışmayı gerçekleştirdi. Ayrıca bu tür bir çalışmayı hayata geçiren ilk kişiler oldukları biliniyor. Ekip, yetişkin bir erkek fareden alınan kök hücreyi yumurta hücresine dönüştürdü.…
Buz Tabakası Mikroorganizmalarla Doluymuş!
Grönland buz tabakası, hem yüzeyinde hem de altında yaşamla dolup taşıyor. Yakın zamana kadar bilimin varlığından haberdar olmadığı mikroskobik organizmalar bu tabakalarda yaşamını sürdürüyor. Yapılan araştırmalar, minik canlıların buzu renklendirdiğine ve daha hızlı erimesini sağladığına dair kanıtlar bile içeriyor. Buzulların Yaşamla Dolu Olduğu Keşfedildi Buzulların yoğun olduğu bu bölgelerde bitki yaşamıyor, az sayıda hayvan bulunuyor ve insanlar da buralara nadiren geliyorlar. Grönland’daki büyük buzullar uzun zamandır buz çölleri olarak algılanıyor. Yaşam koşullarının son derece sert olduğu devasa buz tabakaları, şimdilerde daha farklı yorumlanmaya başlandı. Yapılan son araştırmalar, buzullarda düşündüğümüzden çok daha fazla yaşam olduğunu gösterdi. Aarhus Üniversitesi Çevre Bilimleri Bölümü’nden…
‘Snowball Earth’ Sürecinde İlkel Yaşam Nasıl Hayatta Kaldı? Bilim İnsanları Açıkladı
720 milyondan 635 milyon yıl öncesine kadar süren Kriyojeniyen Dönemi, üzerinde yaşadığımız gezegenin buzul çağını yaşadığı bir süreç olarak biliniyor. O dönemde Dünya iki kez kontrolden çıkmış buzullarla donmuş, uzaydan parlak bir beyaz kartopu şeklinde görünmeye başlamıştı. Bu sert hava koşullarına rağmen “Kartopu Dünya/ Snowball Earth” adı verilen bu süreçte, Dünya üzerinde yaşam devam etmişti ve bu kartopu dönemlerinden sonra biyoçeşitlilik kendini göstermişti. Günümüzde yapılan yeni bir çalışma, zor koşullara rağmen devam eden bu yaşamı açıklamayı hedefliyor. Deniz Yosunu Olarak Tanımlanan Fosiller Sayesinde Keşfedildi Bilim insanlarının salı günü yaptığı açıklamada, Çin’in merkezindeki Hubei Eyaletinde siyah şeyllerde keşfedilen ve deniz yosunu…
Bakteriyel Direnç Uyandırmayan Antibiyotik Geliştirildi
Geçtiğimiz günlerde “Bakteriyel direnci uyandırmayan geniş spektrumlu sentetik bir antibiyotik” başlıklı makale yayınlandı. Bakteriyel direncin halk sağlığı için fazlaca tehdit oluşturduğu günümüzde, bilim insanları konuya dair araştırmalara başladı. Yeni bir antibiyotik türü bu probleme çözüm olabilir. Çalışmada antimikrobiyal direncin (AMR) halk sağlığı için kritik bir tehdit oluşturduğu söylenerek, “Bu durum düşük ve orta gelirli ülkelerdeki kişilerin sağlığını ve refahını orantısız bir şekilde etkiler. Amacımız, AMR enfeksiyonlarını etkili bir şekilde tedavi eden, yapıları mevcut ve beklenen hasta ihtiyaçlarını karşılamak üzere kolayca değiştirilebilen, konjuge oligoelektrolitler (COE’ler) olarak adlandırılan sentetik antimikrobiyalleri belirlemektir” ifadeleri yer aldı. Enfekte Olmuş Fareler Tedavi Oldu Ve Bakteriyel Direnç…
Nesli Tükenmiş Dodo Kuşu Geri Getirilebilir Mi?
Geçtiğimiz hafta bir biyoteknoloji şirketi, dodoyu geri getirmek için cesur bir girişimde bulunduğunu duyurdu. On yedinci yüzyılın sonlarında Hint Okyanusu’ndaki Mauritius adasında nesli tükenen Dodo kuşları, insanların doğal yaşam üzerindeki olumsuz etkisinin kurbanı olmuştu. Şirket Bu Çalışma İçin Büyük Yatırım Aldı Merkezi Dallas, Teksas’ta bulunan Colossal Biosciences şirketi, 225 milyon ABD doları yatırım aldı. Şirket daha önce Avustralyalı bir keseli hayvan olan Thylacine (Tazmanya Canavarı)’lerin neslinin tükenmesini önleme ve yünlü mamut özelliklerine sahip filler yaratma planlarını duyurdu. Colossal’ın bu planları genom düzenleme, kök hücre biyolojisi ve hayvancılıktaki büyük ilerlemelere bağlı görünüyor. New York, Aurora’daki Wells College’da hücre ve moleküler üreme…
Probiyotik S. aureus ‘u Engelliyor
Probiyotik S. aureus enfeksiyonları için önemli olabilir. Antibiyotiğe dirençli bakteriler önemli bir halk sağlığı tehdidi haline geldi. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en ölümcül bu tür, patojen Staphylococcus aureus olarak biliniyor. Bakteriler kana, akciğerlere, kemiğe veya derinin alt katmanlarına girdiğinde ciddi ve hatta ölümcül enfeksiyonlar meydana gelebiliyor. Ancak S. aureus burunda, cilt yüzeyinde ve bağırsakta da zarar vermeden yaşayabiliyor. Çoğu S. aureus enfeksiyonu, popülasyonun dörtte biri ila üçte biri arasında görülebilen bu semptomsuz kolonizasyon şeklinde başlıyor. Probiyotik ile S. aureus dekolonizasyonu (semptomsuz bakterileri ortadan kaldırmak) zararlı S. aureus enfeksiyonlarını önleyebilir. Probiyotik S. aureus ilişkisi: Bağırsak Kolonizasyonu, Oral Antibiyotik Gerektiriyor Önceki dekolonizasyon stratejileri, burundan veya…
Optimal Hidrasyon Yaşlanma Sürecini Yavaşlatıyor
Ulusal Kalp Akciğer ve Kan Enstitüsü’ndeki bilim insanları, 25 yıllık uzun bir takibi olan, popülasyona dayalı büyük bir gözlemsel çalışmada, sıvı alımı azaldığında yükselen serum sodyum seviyeleri ile çeşitli sağlık göstergeleri arasındaki bağlantıları analiz etti. Çalışmada normal aralığın daha yüksek ucundaki serum sodyum seviyelerine sahip yetişkinlerin, orta aralıklarda serum sodyum seviyelerine sahip olanlara göre kronik durumlar geliştirme ve ileri biyolojik yaşlanma belirtileri gösterme olasılığının daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Bazı İnsanlar Diğerlerinden Daha Hızlı Yaşlanıyor Bazı insanların diğerlerinden daha hızlı yaşlandığı, bazı insanların hastalıksız bir şekilde yaşlılık dönemine girdiği, bazılarının ise yaşa bağlı kronik hastalıklara yakalandığı bilinen bir gerçek. Ulusal…
Yunuslar Gürültü Kirliliğinde İşbirliği Yapmakta Zorlanıyor
Yeni yapılan bir çalışma, yunusların gürültü kirliliği içerisinde birbirlerini duymak ve işbirliği yapabilmek için mücadele ettiğini gösterdi. Yunuslar, avlanmak ve üremek için birlikte çalışan birçok deniz memelisinden biri. Bu işbirliğini ise birbirleriyle haberleşerek, bağırarak veya başka bir değişle ıslık çalarak yapıyorlar. Yunusların bu haberleşme yöntemi, son yıllarda eskisine göre daha da arttı. Bunun nedeni nakliye ve inşaat gibi insan faaliyetlerinden kaynaklanan gürültüler olarak gösteriliyor. Yunuslar İşbirliği Yapmakta Zorlanırsa Olumsuz Sonuçlar Doğabilir Araştırmacılara göre artan gürültü kirliliği, yunusların işbirliği yapmak ve haberleşmek için daha çok çaba harcamasını gerektiriyor. Ancak eğer zaman içerisinde yunuslar işbirliği yapmakta zorlanırsa, bu durum onlar için ciddi…
CRISPR, Kanserde Kişiselleştirilmiş Tedavilerin Yolunu Açabilir
Küçük bir klinik deney, insandaki bağışıklık hücrelerini kişinin tümörlerine özgü mutasyona uğramış proteinleri tanıyacak şekilde değiştirmek için, CRISPR gen düzenlemesinin kullanılabileceğini gösterdi. Bu hücreler daha sonra hedeflerini bulmak ve onları yok etmek için vücutta güvenli bir şekilde serbest bırakılabilir. Bu çalışma, kanser araştırmalarında iki önemli alanı birleştirmeye yönelik ilk girişim olarak kabul ediliyor. Bu alanlar, “kişiselleştirilmiş tedaviler oluşturmak için gen düzenleme ve tümörleri daha iyi hedeflemek için ‘T hücreleri’ adı verilen bağışıklık hücrelerinin yönetimi” olarak açıklandı. Yaklaşım, göğüs ve kolon dâhil olmak üzere solid tümörleri olan 16 kişide test edildi. Hastanın Kendi T Hücrelerinden Bir Ordu Oluşturmak Los Angeles California…
Laboratuvarda Geliştirilen Kırmızı Kan Hücreleri İlk Kez Bir Kişiye Nakledildi
Birleşik Krallık’taki bir araştırma ekibi, yürüttükleri bir klinik deneyde, laboratuvar ortamında geliştirilen kırmızı kan hücrelerini bir insana başarılı bir şekilde nakletti. Üretilen kan hücreleri, donörlerden alınan kök hücrelerden büyütülmüştü. Kırmızı hücreler daha sonra “RESTORE” isimli kontrollü klinik çalışmada gönüllülere nakledildi. Kan Hastalığı Olan Kişilerin Tedavisinde Devrim Yaratabilir Bu olay laboratuvar ortamında geliştirilmiş olan kırmızı kan hücrelerinin bir kişiye nakledilmesi anlamında dünyada bir ilki meydana getirdi. Üretilen kan hücrelerinin güvenli ve etkili olduğu kanıtlanırsa, zamanla orak hücre ve nadir kan türleri gibi kan hastalıkları olan insanlar için tedavilerde devrim yaratabilir. Yapılan çalışma kapsamında şimdiye kadar iki kişiye laboratuvarda geliştirilmiş kırmızı hücreler…