Paris İklim Anlaşması, bu yüzyılda küresel ısınmayı 1,5 ℃ ile sınırlandırmayı amaçlıyor. Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından hazırlanan yeni bir rapor ise, bu sınırın 2024 yılına kadar aşılabileceğini söyleyerek uyardı.
Dünyamız gittikçe daha kötüye doğru emin adımlarla ilerliyor. Paris İklim Anlaşması’nda küresel ısınma için verilen kritik 1,5 ℃’lik sınırın muhtemel aşılmasında El Nino okyanus – atmosfer olayının etkili olacağı bildirildi. Bununla birlikte bu 1,5 ℃’lik kritik sınırın aşılmasının geçici olacağı düşünülürken, kalıcı olma ihtimali üzerinde de yoğun şüpheler bulunuyor. Bulgular, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün United in Science adlı raporları arasında yer alıyor. Ayrıca rapor, COVID-19 salgını nedeniyle 2020 yılında sera gazı emisyonlarının bir miktar azaldığını ancak atmosferdeki karbondioksit yoğunlaşmasının artmaya devam ettiğini buldu. Üç ana sera gazının yoğunlaşması son 10 yılda artış gösterdi; karbon dioksit (CO₂), metan (CH₄) ve azot oksit (N₂O).
Hawaii’nin Mauna Loa Gözlemevi’nde ve Avustralya’nın Tazmanya’daki Cape Grim istasyonunda ölçülen verilere göre yoğunlaşmalar, 2019 ve 2020’de artmaya devam etti. Özellikle, CO₂ yoğunlaşması Temmuz 2020’de istasyonların verilerine göre milyonda 414,38 ve 410,04 parçaya ulaştı. COVID-19 salgınının neden olduğu ekonomik yavaşlamanın, 2020’de benzeri görülmemiş bir düşüşe neden olması bekleniyor. Günlük CO₂ fosil yakıt emisyonları, bir önceki yılın aynı dönemine göre, Nisan ayı başlarında yüzde 17 azaldı ancak Haziran ayı başlarında yüzde 5’lik bir artış yaşandı. Rapora göre, 2020 yılında 2019 seviyelerine kıyasla yaklaşık yüzde 4-7’lik bir düşüş tahmin ediliyor. Emisyonlar biraz düşecek olsa da, atmosferik CO₂ yoğunlaşmaları bu yıl yine rekor seviyelere ulaşacak. Bunun nedeni, atmosfere hala büyük miktarlarda CO₂ göndermemiz.
2016’dan 2020’ye kadar olan küresel ortalama yüzey sıcaklığı, kaydedilen herhangi bir eşdeğer dönemin en sıcaklarından biri oluyor. Bunun yanı sıra önceki 5 yıldan yaklaşık 0,24 ℃ daha sıcak yıllar oluyor. Bu 5 yıllık dönem, Avustralya, Güney Afrika, Avrupa’nın çoğu, Orta Doğu ve Kuzey Asya, Güney Amerika bölgeleri ve Amerika Birleşik Devletleri’nin bazı bölgeleri dahil olmak üzere dünyanın büyük bir kısmında yeni bir sıcaklık rekoru oluşturmaya gidiyor.
Deniz seviyelerindeki yükselme hızla artıyor
Deniz seviyelerine gelecek olursak orada da durum hiç de iç açıcı değil. Deniz seviyelerinde son 27 yılda ortalama olarak 3,2 milimetre artış bulunuyor. İki dönem önceki 5 yıllık süreçte deniz seviyelerinde yıllık 4,1 milimetre yükselme söz konusu iken, son 5 yılda yıllık 4,8 milimetre yükselme bulunuyor.
Geçtiğimiz son 5 yılda dünyamız birçok aşırı olay da gördü. Bunlar arasında Avrupa’da rekor kıran sıcak hava dalgaları, Mozambik’teki Cyclone Idai Kasırgası, Avustralya ve diğer yerlerdeki büyük orman yangınları, Güney Afrika’da uzun süren kuraklık ve 2017’de üç Kuzey Atlantik kasırgası bulunuyor.
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün raporu, devam eden bir ısınma eğilimini öngörüyor. Gezegenin her yerinde, önümüzdeki 5 yıl içinde ortalama sıcaklıkların 1981-2010 ortalamasının üzerinde olma ihtimali yüksek. Kuzey Kutbu ısınmasının küresel ortalamanın iki katından fazla olması bekleniyor.
El Nino hava olayı yüksek sıcaklıklara neden olabilir
Önümüzdeki 5 yıl içinde en az bir yıl boyunca küresel yıllık ortalama sıcaklığın sanayi öncesi seviyelerin 1,5 ℃ üzerine çıkma ihtimali dörtte bir olarak oranlanabilir. Nispeten küçük bir ihtimal ama yine de önemli ve küresel ısınma hızla artıyor. Bu dönemde El Niño gibi büyük bir iklim anomalisi meydana gelirse, 1,5 ℃ eşik değerinin aşılması daha olasıdır. Çünkü, El Niño olayları genellikle daha yüksek küresel sıcaklıkları beraberinde getirir.
1979 ile 2019 arasındaki uydu kayıtları, Kuzey Kutbu yazında deniz buzunun 10 yılda yaklaşık yüzde 13 azaldığını gösteriyor. Üstelik Temmuz 2020’de bölgedeki deniz buzundaki azalma rekor seviyelere ulaştı. Antarktika’da, yaz deniz buzu 2017’de en düşük ve 2018’de ikinci en düşük seviyeye ulaştı. Çoğu simülasyon, 2050 yılına kadar Arktik Okyanusu’nun ilk kez deniz buzundan arınmış olacağını gösteriyor. Antarktika deniz buzunun kaderine yönelik tahminler ise bu kadar kesin değil.
İnsan faaliyetleri, yalnızca 2019’da 42 milyar ton karbondioksit emisyonu saldı. Paris İklim Anlaşması uyarınca, ülkeler emisyonları 2030’a kadar azaltmayı taahhüt etti. Rapor, çeşitli sosyoekonomik senaryolara ve politika senaryolarına dayalı olarak bir dizi iklim sonucunu modelledi. Emisyon azaltımlarının büyük ve kalıcı olup olmadığını, yine de Paris İklim Anlaşması hedeflerine ulaşabileceğimizi ve doğal dünyaya, ekonomiye ve insanlara en ciddi zararların önlenebileceğini gösteriyor.
Kaynak;