Çocuklu bireyler çocuksuzlara göre daha uzun yaşıyor olabilir

9 dakikalık içerik

Çocuklar ebeveynlerinin yaşam beklentilerini nasıl etkileyebilir? Çocuk sahibi olmak bizi daha uzun yaşatır mı? Çalışmalar “evet” diyor ancak nedenleri henüz anlaşılmadı.

Her nasılsa insanların yaşam beklentisi ile sahip oldukları çocuk sayısı arasında bir bağlantı olduğu görülüyor; çocuklu insanlar genellikle çocuksuz olanlardan daha uzun yaşıyor. İki çocuğu olan ebeveynlerin yaşamlarına eklenen küçük bir uzun ömür bonusu bile bulundu. Biyolojik çocuğa sahip veya evlat edinen ebeveynler hakkındaki verilere dayanan yeni bir çalışma, bu bulguların potansiyel nedenlerini araştırıyor.

İlk izlenimlere göre, anneler ve babalar genellikle çocuksuz bireylerden daha uzun yaşıyor. Etkisi özellikle evlat edinen ebeveynler için daha belirgin; bir çocuğun evlat edinilmesi ömre üç yıl, iki ya da üç çocuğun evlat edinilmesi ise beş yıl ekliyor.

Max Planck Demografik Araştırma Enstitüsü‘nden Kieron Barclay ve Stockholm Üniversitesi‘nden Martin Kolk ‘un çalışması, European Journal of Population‘nda yayımlandı. Araştırmacılar, dört milyondan fazla İsveçli kadın ve 1915-1960 arasında doğan erkeklerle ilgili verileri kullandı. Doğurganlık ve uzun ömür arasındaki ilişkinin keşfedilmesi yeni değil ve konuyla ilgili çok çeşitli teoriler var. Ancak bu çalışma çok özel çünkü Barclay ve Kolk, diğerlerinin yanı sıra evlat edinen ebeveynler hakkındaki verileri de çalışmaya dahil etti. Böylece, fizyolojik ve sosyal durumları ayırt etmek daha mümkün. Örneğin, yaygın bir teoriye göre biyolojik annelerin meme ve rahim kanseri geliştirme olasılığı daha düşüktür. Bu da İsveç’ten gelen sağlık verileriyle doğrulanmakta. Ancak Şekil 1, biyolojik babaların ve evlat edinen ebeveynlerin genellikle çocuksuz insanlardan daha düşük bir ölüm oranına sahip olduğunu açıkça gösteriyor.

çocuk sahibi insanlar çocuksuz insanlara göre daha uzun yaşar mı
Şekil 1

Ebeveynlerin kapasiteleri kilit rol oynuyor

Hem biyolojik çocuk sahibi olanlar hem de evlat edinen ebeveynler, çocuksuz bireylerden daha düşük bir ölüm oranına sahip. İki araştırmacı, ankete katılanların eğitimdeki kazanımlarına ve uğraşlarına göre düzenleme yaptıklarında, biyolojik ebeveynler arasındaki ölüm oranının çocuksuz insanlarınkine belirgin şekilde yaklaştığını, avantajın biyolojik babalar ve bir çocuğu olan anneler için ortadan kalktığını buldu. Beş veya daha fazla çocuğu olan biyolojik ebeveynler, çocuksuz bireylere göre daha düşük bir yaşam beklentisine sahip. Geçmişte, birçok çocuğu olan ebeveynler genellikle göreceli olarak düşük bir eğitim seviyesine ve düşük bir gelire sahipti ve de sağlık kaynaklarına ulaşma alışkanlıkları daha düşüktü.

Özellikle evlat edinen bireyler kazançlı

çocuklu aileler
Şekil 2

Evlat edinen ebeveynler ile biyolojik ebeveynlerin durumları arasında da farklar var. Çalışma fiziksel ve zihinsel sağlığı, finansal kaynakları, evdeki yaşam koşullarını, sosyal etkileşimi ve davranışları içerdi. Barclay ve Kolk, evlat edinen ebeveynlerin ölüm oranlarının biyolojik ebeveynlerden belirgin şekilde daha düşük olacağı sonucuna vardı (bkz. Şekil 1). Evlat edinen ebeveynlerin daha ayrıntılı bir analizi, bu değerlendirmenin oynadığı önemli rolü vurguluyor (bkz. Şekil 2). Örneğin, ulusötesi evlat edinmek isteyen bireyler, evlat edinme makamlarınca İsveçli çocukları evlat edinenlerden çok daha seçici bir taramaya tabi tutuluyor (Araştırmanın İsveç’te yapıldığını belirtelim). Yerel olarak evlat edinen ebeveynler biyolojik ebeveynlerle aynı ölüm oranına sahip ancak ulusötesi evlat edinenlerin ölüm oranları çok daha düşük.

(Şekil 3) İlk bakışta özellikle kadınlar için eğitim ne kadar yüksek olursa, aralarındaki ölüm oranı o kadar düşük. Bununla birlikte, yüksek eğitimli gruplarda, bir annenin sahip olduğu çocuk sayısı ile uzun ömür avantajı artıyor gibi görünüyor. Dört çocuklu bir üniversite mezunu anne, en uzun yaşayacağını bekleyebilir. Ancak lise mezunu olmayan iki çocuklu kadınlar, en düşük ölüm oranına sahip durumda.

Çocuklar yüksek eğitimli kişilerin yaşam beklentilerini artırıyor

çocuklu aileler
Şekil 3

Çalışmaya göre ebeveynlerin eğitim düzeyi yüksek olduğunda, ölümleri dördüncü çocuğa kadar her doğumda düşer. Ancak bu tek başına ebeveynler ve çocuksuz bireyler arasındaki farkları açıklamak için yeterli değil. Şekil 1’de görülebileceği gibi, ebeveynlerin çoğunluğu, yani iki, üç veya dört çocuğu olanlar, eğitim ve meslek gibi değişkenler hesaba katılsa bile, çocuksuzlara karşı uzun ömürlü bir avantaja sahip olmaya devam etmekte.

Barclay ve Kolk, bu avantajı, çocukların varlığının ebeveynlerinin sağlığı üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu gerçeğine dayandırıyor. İki farklı olası teori var bu konuda; birincisi, çocukların daha sonra yaşlanan ebeveynlerine yardım etmek için doğrudan destek ve kaynakları yönlendirebileceklerini savunuyor. Örneğin, araştırmalar, ebeveynler için yaşam süresinin uzatılmasının, yüksek öğrenime ulaşma ve çocuklarının yüksek geliriyle ilişkili olduğunu göstermiştir. Ancak genel olarak, Barclay ve Kolk bu teoriyi destekleyecek kanıt bulamadıklarını söylüyor. O zaman ikinci teori olarak, anne babaların bu destekten daha çok, çocuğa daha fazla fayda sağlamaları beklenebilir. Aslında, biyolojik ebeveynlerin yaşam beklentisi sadece ikinci çocuğa kadar tırmanır ve daha sonra tekrar düşmeye başlar (bkz. Şekil 1).

Barclay ve Kolk, ebeveynlerin daha sağlıklı olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu, çünkü çocukların varlığının ebeveynlerinin yaşam tarzında değişikliklere neden olduğunu düşünüyor. Bu durumda ebeveynler daha sağlıklı bir davranış sergilemekte; kaza yaşama ve kan dolaşımıyla ilgili rahatsızlık geçirme riskleri daha az olmakta. Bu, evlat edinen ebeveynler için de geçerli.

Kaynak;

Max Planck Gesellschaft