Çocuk felci (Poliomyelit), genellikle 15 yaşından küçüklerde görülmekle beraber, nadir olarak 15 yaşının üzerindeki bireylerde de görülen, bacaklarda ve daha az kollarda felce neden olan bulaşıcı bir hastalıktır. Çocuk felci hastalığına bir virüs (polio virüsü) neden olmaktadır. Sindirim sistemi yoluyla bulaşan hastalık, hafif ateş, kas ağrıları, baş ağrısı, bulantı, kusma, ense ve sırtta sertliğe neden olmaktadır.
Virüs vücuda ağız yolu ile girer. Boğazda ve sindirim sisteminde çoğalarak vücuda yayılır. Boğazda yerleşir ve dışkıda bulunur. Dışkı ile virüsün vücuttan atılımı haftalarca sürer (10 hafta). Hijyenik koşullara, yani temizlik kurallarına iyi uyulmadığında bulaşma olur ve sonrasında salgınlar yaşanır. Nadiren süt, gıda maddeleri ve diğer dışkı ile teması olan maddeler bulamada aracı olarak rol oyanayabilir. Sularında virüs bulaşmış dışkı ile kirlenmesi hastalığın yayılmasına neden olabilir.
Ağırlıklı olarak tek kaynak insandır ve hastalık virüs alındıktan ortalama 7-14 gün sonra hastalık ortaya çıkar ancak bu süre 3-35 gün arasında değişebilmektedir. Bu hastalığa yakalanan kişler, virüsü 10 hafta (2,5 ay) süre ile yayabilir ve bu süreçte korunmasız bireylere bulaştırabilirler.
Çocuk felci tüm dünyada görülen ve mevsimsel özelliği olan bir hastalıktır. Yaz ayları ile erken son bahar döneminde ve ılıman iklimlerde daha sık rastlanır.
Çocuk felcinden korunmanın tek yolu; aşı

Hastalıktan korunmanın tek yolu ise aşıdır. Çocuk felcinin iki farklı aşısı bulunuyor; biri ağızdan iki damla şeklinde yapılan Oral Polio Aşısı (OPA=Canlı Aşı), diğeri koldan kas içerisine yapılan İnaktif Polio Aşısı (İPA=Ölü Aşı)’dır. Ağızdan iki damla halinde yapılan aşı virüsün sindirim sisteminde bağırsaklardan kana karışarak hastalık yapmasını önler, koldan yapılan aşı ise kanda virüse karşı koruyucu maddelerin oluşmasını sağlayarak, iki yönlü ve çok güçlü bir korunma sağlar. Bu çift yönlü koruma uygulaması, aynı zamanda, kişilerin birbirlerine virüsü bulaştırmasını da engelleyerek tamamen yok edilmesini sağlar. Çocuk felcinin bilinen bir tedavi yöntemi ise henüz bulunmuyor. Hastalığa yakalandıktan sonra ortaya çıkan felçlerin geri dönüşü yok. Sadece fizik tedavi ve rehabilitasyon çalışmaları yapılabilir ancak bazı ortopedik ve rekonstrüktif cerrahi yöntemlerle düzeltmeler de uygulanabilir.
Oral Çocuk Felci aşısı (OPA) 6’ncı ayını ve 18’inci ayını tamamlayan bebeklere her uygulamada ikişer damla ağızdan verilerek yapılır. İnaktif Çocuk Felci aşısı (İPA), 2’nci ayını, 4’üncü ayını, 6’ncı ayını ve 18’inci ayını tamamlayan bebeklere toplam 4 defa olmak üzere 5’li karma aşı içerisinde koldan kas içine uygulanmakta. İlköğretim 1. sınıfta olan çocuklara da 4’lü karma aşı içerisinde bir kere daha yine koldan kas içi yapılır. Böylece toplamda 5 kere yapılmış olur.
Aşıda da dikkat edilmesi gerekilenler bulunur; Oral Çocuk Felci Aşısı (OPA), ağır bağışıklık yetmezliği olanlara, kanser tedavisi görenlere (özellikle lösemi vakaları) uygulanmamalı. Eğer evde kanser tedavisi gören bir aile bireyi varsa, aynı tuvaletin kullanılmaması gerekir. İnaktif Çocuk Felci Aşısı’nın (İPA) bilinen bir yan etkisi bulunmuyor.
Dünya Çocuk Felci Günü’nde tarihi başarı konuşuldu

Dünya Polio (Çocuk Felci) Günü’ndeki (24 Ekim) tarihi bir duyuruda, bağımsız bir uzmanlar komisyonu, poliovirüs tip 3‘ün (WPV3) dünya çapında yok edildiğini açıkladı. Çiçek hastalığı ve poliovirüs tip 2‘nin yok edilmesinin ardından, bu haber insanlık için tarihi açısından büyük bir başarı olarak atfedildi. Şu anda dünyada geriye yalnızca polio 1 tipi virüs kaldı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün Genel direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Çocuk felcinin yok edilmesi, küresel sağlık için bir dönüm noktası olacak.” dedi. Genel Direktör, tüm poliovirüs suşlarının (virüs/bakteri grupları) yok edilmesi için kaynakların kullanılmasına devam edilmesi gerektiğini vurguladı.
Üç poliovirüs suşu bulunuyor, bunlar; poliovirüs tip 1 (WPV1), poliovirüs tip 2 (WPV2) ve poliovirüs tip 3 (WPV3). Semptomatik olarak üç suş da aynıdır, çünkü, geri dönüşü olmayan felce veya hatta ölüme neden olur. Ancak bu üç suşu, her biri ayrı ayrı yok edilmesi gereken üç ayrı virüs yapan genetik ve virolojik farklılıklar var.
Son WPV3 vakası, 2012’de Nijerya’nın kuzeyinde tespit edildi. Nitelikli çalışanlara, yenilikçi araçlara ve küresel çapta bir laboratuvar ağına yönelik yapılan yatırımlar, laboratuvarlarda muhafaza edilenler dışında, WPV3 suşunun kökünün kazınmasına yardımcı oldu.
Merkezi İsviçre’de bulunan Dünya Sağlık Örgütü’nün bir kutlama etkinliğinde, Bağımsız Küresel Çocuk Felciyle Mücadele Değerlendirme Komisyonu Başkanı Prof. Dr. David Salisbury, WPV3 eradikasyonunun (yok etme) resmi sertifikasını Dr. Adhanom Ghebreyesus’a sundu.
Dr. Adhanom Ghebreyesus’a sunulan sertifika;
Profesör Salisbury, poliovirüs tip 3’ün küresel olarak yok edildiğini ancak bu virüsün sadece iki ülkede dolaşımda kaldığını açıkladı. Bu iki ülke, Afganistan ve Pakistan. Ardından Salisbury, tüm poliovirüslerin kalan tüm suşlarının yok edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Afrika’dan ise iyi haberler geldiği ifade edildi; kıtada 2016’dan beri poliovirüs tip 1’in tespit edilmediği açıklandı. Afrika kıtası, poliovirüslerden arınmış gibi görünüyor.
Kaynaklar;