Bitkisel yiyecekler hakkında yapılan bir araştırmaya göre, bir restoranda vejetaryen seçeneklerin artmasının sonucunda, genel gıda satışları etkilenmeden bitki bazlı (bitkisel) yiyeceklerin satın alma oranı yüzde 40-80 oranında artış gösterdi.
İnsanlığın diyeti (beslenmesi) yüzyıllar boyunca değişim gösterdi. Günümüzde hepimiz farklı yiyecekleri seviyor, en yakın aile üyelerimizin bile severek tükettiği besinleri ağzımıza sürmüyor olabiliriz. Seçim yapmak, istediğimiz yiyecekleri tüketiyor olabilmek ise bu noktada en büyük şansımız haline geliyor. Peki, tek bir seçeneği tüketmek zorunda kaldığımızda ve bu yemeği sevmememiz durumunda ne yapıyoruz? Yemek zorunda kalıyoruz veya aç kalıyoruz. Vejetaryenlerin ve veganların yerine kendinizi koydunuz mu hiç? Vejetaryenler ve veganlar birçok kez seçenekler arasında sıkışıp kalabiliyor. Bu durumu onlara sorduğunuzda (ya da diyet kısıtlaması olan başkasına) hiç de memnun olmadıklarını göreceksiniz.
Vejetaryen beslenme kimi sağlıkçılara göre sağlıklı olarak nitelendirilirken, aksi iddialar da ileri sürülüyor ancak şu bir gerçek ki vejetaryen diyet, gezegenimiz için faydalı. Neden mi? Çünkü Birleşmiş Milletler raporuna göre, yenilebilir enerjiye geçilse bile iklim değişikliğinin etkilerini sınırlamak için et tüketimini azaltmamız gerekiyor. Karbon ayak izimizi azaltmamız hem bizi hem de dünyamızı kurtarmak için küçük bir adım ve bunun en etkili yöntemlerinden biri de et tüketimini azaltmaktır. Çünkü sığır ve kümes hayvanlarının üretiminde ciddi oranlarda doğal kaynak ve enerji kullanılıyor. Sonuç olarak bu da yüksek miktarlarda karbon salınımına sebep olmakta.
Vejetaryen yemeklerin artmasıyla tüketicisi de çoğaldı
İngiltere’de bulunan Cambridge Üniversitesinden bir araştırma ekibi, bitkisel yemekler hakkında, okulun ana yemekhanesi ve iki restoranda bir çalışma yürüttü. Çalışma kapsamında üç restorandaki vejetaryen seçenek sayısı 1/4’ten 2/4’e çıkarıldı. Toplamda ise 94 bin yemek analiz edildi.
Örneğin, Cambridge Üniversitesinin ana yemekhanesindeki tipik bir menü;
- Patlıcan körisi
- Balkabağı lazanyası
- Kızarmış tavuk
- Domuz eti pane
Araştırmanın başında sipariş edilen toplam yemek sayısında önemli bir değişiklik olmadı. Yani bir adet vejetaryen seçenek eklemek, genel satışı etkilemedi ancak tüketiciler yüzde 40 ila 80 oranında daha fazla vejetaryen seçeneği tercih etmeye başladı. Dikkate değer bir biçimde, bitkisel öğünlerdeki en büyük artış, müşterilerin en etçil öğünü arasında kaydedildi. Bu, arada bir bitkisel yemeklerin tadına bakmak için vejetaryen olmak gerekmediğine işaret ediyor. Ayrıca, herhangi bir geri tepki de ortaya çıkmayarak, bitkisel besinleri tercih eden tüketicilerin bir sonraki öğünde et ağırlıklı yemek seçme gibi bir olasılığı da yaşanmadı.
Çalışmaya imza atan araştırmacılar, sürdürülebilir beslenme seçeneklerinin hem sağlıklı olduğuna hem de sürdürülebilirlik açısından önemine vurgu yaptı. Küresel ısınma hızla ilerlerken gerçekten düşük karbonlu bir geleceği inşa etmek istiyorsak, et tüketimini azaltmaktan araç kullanımını azaltmaya kadar yapmamız gereken onlarca yöntem bulunuyor.
Bitkisel yiyecekler ile karbon ayak izinizi azaltabilirsiniz

Cambridge Zooloji Bölümü’nden doğa korumacı ve doktora adayı olan çalışmanın baş yazarı Emma Garnett, araştırmasına ilişkin kısa bir açıklama yaptı. Garnett, “Daha bitkisel beslenmeye geçiş yapmak, gıdanın çevresel ayak izini azaltmanın en etkili yollarından biri. Bazı et veya balıkları daha vejetaryen seçeneklerle değiştirmek açıkça görünüyordu ancak bildiğimiz kadarıyla daha önce kimse bunu test etmemişti. Bariz görünen çözümler her zaman işe yaramaz ancak bu yöntemin işe yaradığı anlaşılıyor.” dedi.
Cambridge Üniversitesinde Davranış ve Sağlık Profesörü olan çalışmanın ortak yazarı Theresa Marteau da çalışmayı yorumladı: “Eğitim önemlidir ancak diyetleri değiştirmede genellikle etkisiz oluyor. Et vergileri de pek kullanılmıyor. Mevcut seçenek yelpazesinin değiştirilmesi daha kabul edilebilir görünüyordu. Sağlığımız ve sürdürülebilirlik için bu yöntem daha güçlü bir yol sunuyor.”
Çalışma, üniversitenin kafeteryasına da ilham oldu. Cambridge Üniversitesi kafeteryaları menülerinden sığır ve kuzu etini çıkardı, bunların yerine kümes hayvanları ve balık gibi diğer et türlerini ve vejetaryen seçenekleri koydu. Sonuç olarak, lokantaların satışlarında düşüş olmazken daha sağlıklı seçenekler sunuldu. Aynı zamanda karbon emisyonlarında yüzde 33 azalma ve gıda birimi başına arazi kullanımında yüzde 28 azalma gerçekleşmiş oldu.
Gıda üretimi, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık dörtte birinden sorumlu tutuluyor.
Kaynak;